Gül kokuyor gecelerim,
Seni düşündüğüm için sabahlara kadar.
Sana uzanıyor tüm düşüncelerim,
Kalbimden ta kalbine kadar.
Kapanmıyor hiç gözlerim,
Görmelerim varlığın kadar.
Beni böyle bırakıp gidemezsin.
Biliyorsun sen ve ben bir gün gibiyiz,
Sen gündüz gibisin, aydınlık,
Bense karanlık geceyim.
Sadece yirmidört saatin kopma noktasındayız,
Söyle! ne kadar uzaktayız?
Bazen hüzün konar çiçeklere
Uğur böcekleri içer gözyaşından masmavi
Söner ışıkları kandillerin
Ter dökülür bedeninden söğütlerin
Bir filiz çıkar mabedinden toprağın
Köklenir bir şafak vakti
Hayaller dağı eteğinde,
Sen manzaralı bir köyün,
En küçük evinde oturuyorum.
Her sabah erken uyanıp,
Kır çiçekleri arasından,
Eller vardır tutar elinden,
Eller vardır anlar derdinden.
Gözler vardır kamaşır karanlıktan,
Gözler vardır sulanır mutluluktan.
Sözler vardır açılır suskunluktan,
Sözler vardır bir kez çıkar ağızdan.
Bir gül kokusuydu sende kokladığım
Yalnız bir mevsim mi koklarım?
Kırıldı bak sonunda duygularım!
En son arzum saçların,
Ve o güzel kaşların
Görebilmekti son kez
Kal orda, sakın gelme üstüme!
Git hadi, sen de terket kalbimi!
Bırak ellerimi dokunma bana sakın!
Aç yüreğini, doldur başka sevgilerle.
Benden uzak dur, yalnız kalmak istiyorum.
Bu son sevgi kırıntıları senden kalan.
Anarsam adını bir daha namerdim.
Bir hiç uğruna çekip gittiğin gün kalacak sadece,
Yemin olsun paslı bir çiviyle beynime çakıp,
Sana ve o güne lanetler edeceğim.
Beraber yürüdüğümüz yollardan geçersem namerdim!
Yeniden doğmak nedir bilir misin?
Doğuşum dört Şubat.
Peki ya sevdiği için ölmeyi?
Ben seni ölürcesine sevdim.
Seni her görüşüm bir yıl yıl katıyor ömrüme.
Şimdi bin yaşındayım.
Bir lokma sevgi tadında.
Hayattan hiçbir beklentin olmadan;
Düşünmeden yarını, bugünü yaşamadan;
Herşeye bir son..
Hiçbir başlangıç olmadan.
Yürü,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!