Bayburt PDR
Orak zamanı tırpanlanan gençliğimiz
Buğday danelerinin boyun bükmesiyle
Hançerlenirdi
Babamızın elinde.
O Ağustos geceleri ki yağmurlara susayan
Toprak yarıkları gibiydi zihnimiz
Yine yutkunamazdım
Seni anlatırken gökyüzüne
Sen dolanirdin dilime
Kelimeler sükun bulmazdı
Sığdiramazdim seni şiirlere
Yağmur yağmaya dursun
Gün doğuyor kalbindeki sisten ne haber
Gölgene yapışmış nefs-i beter
Tek ilmekle çözülür sır denilen kader
Sen iste damla damla dökülür kirli ter
Gözüne perde inmiş askıda vicden
Duvarlarla sırt sırta veren
İçimdeki hoyrat çocuk
Damarlarımdaki asi kanla
Yılgınlık dolu bir dünyaya açılıyor
Başımda bir garipsi beylikler
Söküp de çıkarsam zamanı
Yüzyılların yontulmuş günlerinden
Güneşi göğsüme yaslayıp da
Gezsem düşüncenin mevzilerinde
Bir gün karşılaşırız umuduyla
Kendimi sahillere vursam
Saltanatı yıkılan çağın
Çok katlı binalarında yükselen
İndirgenmiş günahlar
Varoluşçu yalnızlıkların çarkında
Dış geçiriyor insanın utancına
Beni yalnız
Yalnız darağacında patlayan
Tomurcuklar tanıyabilir
Dilsiz cellatların gözlerinde öfkem
Göğe çekilen bayrak
Durmadan yükselir
Tükürsem
Acziyetimin doruklarından
Ar damarı çatlak şehre
Tiksinir
Gözlerine mil çekilmiş evler
İçinde sarhoş sevgilerle
Şimdi Maraş'ta kanlı bir beşiktir gece
Sallanır durur gökyüzünde
Ahır dağı boynunu bükünce
Bütün ninniler hüzün makamında
Çöker şehre
Bir akşam rüzgarı esiyor
Nasıl mutluyum
Bir bilsen
İçim kıpır kıpır
Sen bilmezsin
Ben bu çocuk aklımla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!