Kendimi bulmaya çalışıyorum anlamlandırmaya çalışıyorum sadece ve sadece yürüyorum
Bir bıçak gibi saplandı ayrılık sözü,
Kanatmadığın yer kalmadı benliğim.
Gölgelerle dolu bir sahneye çevirdim özümü,
Işıksız, sonsuz bir geceye dönüştü içim.
İntihar, sessiz bir çığlık oldu damarlarımda,
Bir sevgisizlik solur duvarlar,
Umutsuzluk sızar camlardan.
Sandalyeler boş, kırık bir saat,
Zaman öksürür tozlu raflarda.
Geçmiş, çöp poşetinde küflenir,
Bir yüz ki gülmedi bahar,
Sesinde yitik bir nehir ağlar,
Kokun, solan bir çiçek gibi,
Rüzgâr sustu… O vazgeçmedi…
En güzeli ben değildim belki,
Bir sahilde kırık bir masa ve sandalye gibi,
Bensizliğin koynunda eriyen her yaprak.
Rakı masasında yalnız, sigaram söner,
Dumanında savrulan umutlar, kimsesiz bir hece...
Bir sabah uyandım, umut kırıntıları
toz olmuş avuçlarımda.
Çimenler yeşermişti geçmişin mezarlarında,
her telinde bir hüzün,
her kökünde çözülmemiş bir sır.
Sensizim…
Boşlukta, karanlık bir türkü söylüyor kalbim şimdi,
Dudakların yangınını özledim,
Gözlerinin ateşi sönmedi hâlâ içimde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!