Yarim
Şimdi hangi uykulara kapalı gözlerin
Hangi hayalin kapısında rüyaların
Özlemekse en derinini
Sevmekse en güzelini yaşıyorum
Olmadığın apartman dairelerinin
Darağacına çıkmaya ramak kala havalanan bir kelebeğin
Özgür ülkelere uçuşuna hasret suçlulara dolanıyor
Ne için icat olduğu bilinmeyen yan sanayi üretimi urganlar
18’inde bir delikanlıyı çekiyor mıknatıs gibi yamacına
Canı alınıyor ülkemin yağız delikanlılarının
Analarının dokunmaya kıyamadığı vücutlarından
Yağmurun sokak aralarını ıslattığı
Sabah ezanına uluyan
Meftun aşığı oynayan sokak köpeklerinin arasından
Islanmışlığa aldırmadan,
Geriye dönüp bakmadan
Gidiyorum
Ülkemin yalnız coğrafyalarında
Sokak aralarında
Beyhude adım atıp, senli düşler kurduğum
Şehrin tüm işlek caddelerinde
İklim iklim tüm mevsimlerinde,
Çayını içip,
Haberi yok kimsenin
Bir ben biliyorum güzelliğini
Ah ne papatyalar kopardım saçlarına
Ne gül yığınları
Ey yokluğunda derde düştüğüm
Gözlerin yine aynı
Eskiden bildiğim gibi
Yani 18 yaşın gibi
Bakayım desem, bakamam utanırım
Değdirdiğin başka göz yuvalarının izi vardır bilirim
Hayalim bu muydu? Değildi elbet
Islaklığı içime işlemiş yazın son soğuk günlerinde
Yağmur damlaları birikiyor üzerimde
Hadi gidelim bu ıslak toprakların çamurlarına basarak
Sıcak diyarların mutlu hayali düşlerimde
Kapansın kapılar hiçbir canlı çıkmasın pencerelere
Hava soğuktu, mevsim kıştı
Tarihini unutmam aylardan Şubat’tı
O gün okunmamıştı sabah ezanı bizim köyde
İnsan ölüleri yatıyordu şimdi
Koyun otlattığım, taşlarına ayak sürdüğüm
Sevdama ortak ettiğim tepelerde
Gönlüm yaralı düştüm elinden
Sahyadır ki bülbül sesinden
Kurtar beni âlem dilinden
Al kalem ele yazdır beni
Seyir etsem o gül yüzünü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!