susalım
en olmadık yerinde sabahın
yaralandığımız sözleri dinlendirerek
baş ağrısı nöbetlerinin şerefine
uykusuzluk ve sigara dumanıyla
takıp kolumuza yalnızlığımızı
yaprakları sarardı ömrümün
yangın dumanları arasında saçların
gözleri aralarım bazen
bazen bir kitabın sayfalarını
kırılmış kanatlarımı
bırakarak savaş meydanlarında
soru sormadan
sımsıkı sar beni bu gece
sanki bu son görüşümüzmüş birbirimizi
sanki ölüm düşecek aramıza
nedense dilimdeki sözcükler kayıp
kafamdakiler duymak istediklerin değil
bir aralıkgeçtin
ömrümün en kurak mevsimlerinden
o zamanlar
herkes birşeyler yazıyordu
gelecek günlere dair hayaller
umudu besliyordu yaşanılan yalanlar
yamalı önlüğümün cebinde
boşluğa düşüyordu cismim
cevap bulamayan sorular
beşik sallıyordu geleceğe
dedemin ak sakalından
öğütler düşerdi ninemin diline
ARTIK
Gözlerinde Gözlerimi Göremiyorum
Sonbahar Geliyor
Yapraklar Düşüyor Üstüme
Gözlerini;
Gözlerini Düşürüyorsun Olmadık Yere
Dünya ağlayanlarla dolu
onun için
belki artık anneni üzmemelisin...
Diyordu aktör
Ve sen benden sana şiirler yazmamı
Bir yerinde avutup belki de kendimi
Hani eller vardır
İsteksiz bir sona şahitlik eder
Ağzın tetikliyemediği
Elvedalardan mirastır
Havada asılı duran hasret
Yola serpilen kar
Neyi değiştirdi
umulmadık bir anın peydahladığı boşlukta sallanıp
dalga geçerken hayatla
seni bulmam
bir parça mutluluğa umuda kanmam
yabancısı olduğum coğrafyanda kaybedişim kendimi
bana ait olan
bir resim çizsene kendince
umduğun birşey olmasın yalnız
yaşanmış gerçekler olsun
halen yaşamakta olduğum
beni anlatan var olana dair
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!