Korkularıyla, baygın kaderin,
genç bir kadın kıvılcımları yangına körüğü,
Gidiyor, puslu gölgenle, nehirde,
gülümseyerek yüzen zambaklara.
Yıldızların iriliği,
Yalnızlığın, özgürlük simgesi olsun,
gözleri hafif kısık ıhlamuru yudumluyordu,
yudum aldığı yerden ufak damlacık ıhlamur, çay tabağına aktı..
baş parmağıyla kenarından tedirgince okşar gibi sildi..
bardağı iki elinin avuçlarına sıkıştırarak ısıtıyordu kendini..
diz kapakları adeta aman dileniyordu,
birbirine yanaşmalarından belliydi..
Mevlüt dedem şarap içmezdi, ama iyi bilirdi şarabın hüznünü..
Bazen ölüme imrenirdi, bazen gökyüzünde uçan serçelere.
Kışları ıhlamurla ilişkili kuşburnu çayı içerdi.
Yalnızlığın saçlarını taramaktan aciz ve zayıftı.
Aslında,
Geçmişin sorulduğunda cevaplanan hatıralar olduğunu söylerdi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!