Her şeyde Sen varsın,
Düşüncede, nesnede, olguda…
Gönüllere Sen yarsın,
‘Garip’ ve temiz kalp olduğunda.
Kalemimden dökülüyor mısralar kat kat.
Duygunun maddeye dönüştüğü andır
O an.
Aynı zamanda vicdanın ürperişidir.
Duygu yağmurudur gözyaşı.
Bazen merhamet olur akar gider,
Bazen de, doğruluğu tescil eder.
Dünyamızı şereflendirdiğinde,
Sanki güller açmıştı kâinat.
Müjdeleşiyordu tüm varlık âlemi,
‘‘Muhammedü’l Emin’’ doğdu diye.
Kâinat o an eğilmiş bir dal gibi,
Selamlıyordu var oluş sebebini.
Yine hüzünlü bir gecenin hüzünlü bir anı
Yüreğim aşk çiseliyor
Puslu ufkumun yalnız dağlarına
Aylar geçse de yüreğim kabullenmiyor hicranı
Sensizlik sessizlik gibi
Sanki kimse yok.
Güne inat yoldaşım olmuş geceler.
Uykum uyudu ama ben uyumadım
Ölümün eşiğindeki çılgın bir gecede.
Kendi tasarımım kendi yaşamım
İdeale yakınsamış bir aşk
“Seni seviyorsam bundan sana ne! ” dercesine…
Benim aşkım öyle olmalı ki
Pürüzsüz kimseyi incitmeyen bir aşk
Hayallerimin omuzlarında taşıdığı
Kalbim katran serpiyor
Beynime ve yüreğime
Moralimin derinliklerine
Azmış içimdeki hayvan
Etrafa küfredip
Tükürük saçmak istiyor
Yine bir başımayım, sokaklarda.
Bir tarafımda çıldırmış sessizlik,
Bir tarafımda kimsesizlik
Azmış köpekler gibi,
İçten içe yiyorlar beni.
Bıktım artık;
Sessizlik;
İnsanı garip kılan,
Garipler kervanına sokan,
En öncelikli bahane.
Ama bilemezsin ki,
Sokakta gördüm onu.
Çivi, tel toplarken,
Henüz on-onbir yaşlarında.
Ama erken yemiş hayat kurşunlarını;
Bir bir…
Önce hayat, babasını almış elinden.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!