1999 yılında İstanbul'un Esenler semtinde doğdu. Çocukluğu orada geçti ve geçiyor. On yedisinde sevdalandı; doğuşundan o yana yazdığı şiirlerin konusu bir anda umuda, bir anda geleceğe bağlandı. Mutluluğu bulduğu gibi, hüznü de buldu. Mutluluğu yazdığı gibi, hüznü de yazdı. Düştü, kalktı, debelendi, yine de elini bırakmadı umudu. On sekizine girmek üzereyken yazmakta çocukların kayboluşunu, çocukluğun kayboluşunu ve zalimlerin korkusunu...
Çok zor üç canın belasını taşımak
bir bina oldum, mevkimi sorma.
baştan uca çürüdüğüm yangınca Madımak
istila gibi yürekte; karargah bir saçma!
Kapının önünde durur çiçek çelengi
Ben hep on on yedi yaşında bir bebeğim,
hoşgeldini ciğeri yakan dünyaya deneğim.
Annemin umuduyum, büyümeyeceğim
ki karanlığı kutusunda saklı kalsın gecenin.
Ben hep on yedi yaşında bir çocuğum
O beyaz ışıkları görecek miyiz?
bana kanayan her yerin gömecek bir iz.
Kardan az beyaz, siyahtan aydın
teninden uzanan köprüde biriz.
O elâ hayatına ulaşayım gör
Yüzün ki bana şiir yazdırır
kalemin yazdığı sana az kalır.
Dizsem önüne sevdalı tüm şarkıları
son bir ritmi çalar gözyaşın...
Ağlarsın... Ağlarsın da yaşarsın
Gözlerinden akan yaşın
durmaksızın, kurumaksızın.
Toprağa düşer ansızın,
sen ıslanma arkadaşım!
Zaman geçer, acım beter,
oraya dek yürürüm ben tek kişilik asansör
Mezarımda büyürüm ben tek kişilik o beşik…
Al annemin sütünü iç doya doya
benim için de gör, bu dünya tek kişilik.
Sen gör, hani gözlerim kör
hiçbir aydınlığa bakmam ben şimdilik.
Benim,
yazamadığım şiirlerim var;
bir bir hayatınıza sunacağım şiirler…
Sav olacak kinler, sav olacak kirler,
temizlenirler.
Bir mezara sunmadığım çiçeklerim var benim.
Bir günlük ömründe kelebeklerin
kanatlarında gizli saklı bir şey
Haziran doğumunda tüm bebeklerin
feryatlarında saklı-gizli bir şey
Günlüğünde apaçık belli bir sözün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!