Alper Gencer - Şam-istanbul Köprüsü Şiir ...

Alper Gencer
137

ŞİİR


137

TAKİPÇİ

Bundan seneler evvel, tıbbiyede yeni yetme bir üniversite öğrencisiyken, Hakan Albayrak ile tanıştım. İlk tanıştığımız anı daha dün gibi hatırlıyorum. Cihangir’de, Firuzağa Çay Bahçesi’nde çaylarımızı yudumlarken; Bosna’dan, Filistin’den, Suriye’den ve dahi diğer bütün dünya ülkelerinden haberler veren, yüksek enerjili bir muhabbete maruz kalmıştım. Hiç mübalağa etmiyorum, sanki devrim yapmak için Hakan Abi’nin çayını bitirmesini bekliyorduk.

İşte o yıllarda, Hakan Abi, Şam-İstanbul Köprüsü adlı bir belgesel üzerine çalışıyordu. “Türkiye-Suriye Birliği” adlı kitabı, bu belgeselin çekirdeğidir. Çaylarımızı bitirdikten sonra belki devrime gitmedik ama, içimizde gün be gün büyüyecek o devrim bilinci ile birlikte benim kaldığım öğrenci evine geçtik. Herkes uyuduktan sonra Hakan Abi ile, yani yeni tanıştığım ve ilk görüşte gerçek bir ağabey gibi sevdiğim bu mübarek adam ile, sabahın ilk ışıklarına kadar konuştuk. Neyi mi konuştuk? Türkiye-Suriye Birliği’ni…

Gün oldu, devran döndü ve “Şam-İstanbul Köprüsü”, Sezai Karakoç’tan aldığı ilham ile kendine bu dünyada bir vücut buldu. Bu belgeselin, “özel” galası da o öğrenci evinde yapıldı. Ve ondan seneler sonra, Türkiye-Suriye ilişkileri evrildi, dönüştü ve şimdi Suriye’de boy veren bir devrim ateşini, yapılan katliamlar münasebetiyle kederle karışık bir heyecanla seyrediyoruz. Hakan Abi, o ilk gece, ismi Mavi Marmara olmasa bile Filistin’e gidecek bir gemiden de bahsetmişti. Müslüman coğrafyanın hemen tamamına ayak başmış biri olarak, Hakan Abi’nin o gece bana anlattıkları bir bir vücuda geliyor. Sırada daha neler var, ah bir bilseniz!

Velhasıl, Şam ile İstanbul’un aynı yer olduğunu, yediğimiz yemekten, söylediğimiz şarkıya kadar birebir benzeştiğimizi, aramızdaki sınırın emperyalistler tarafından çizildiğini, Türkiye ile Suriye’nin birleşmesinin, tıpkı haritada ortaya çıkan şekliyle namlusu batıya dönük bir tabanca şiddetinde olacağını söylüyordu Hakan Abi. Söylediklerinde haksız bir taraf yoktu. Hakikat sahibi güzeller güzeli bu Müslüman ağabeyimin bıraktığı mirası, onun bu muhabbetinden ilham alan kardeşleri devralıyor şimdi.

Tamamını Oku