Vatan adlı yarin yağız bağrında yatmak için.
Sürdük demir kır atlarımızı kan ve barut kokan karanlığa.
Ne hayaller kaldı gerilerde, nede elimizde taşıdığımız sevdalanacak yürekler.
Çok seviyordu sevdalandığımız, sevdamız vatan.
Tek tek bağrına bastı, sardıktan sonra bayrağa.
Ah Sarı saçın, ahu bakışın
İşledi yüreğimin içine
Gönlüme düşünce o yakışın
Dedim perinin burda işi ne
Eller kadife gözlerin berrak
Ruhumuzda istiklal, gönlümüzde iman
Kalbi Vatan diye çarpan, çocuklarız biz
Bir yola baş koyup, canın toprağa katan
Şanlı bayrağın, taşıyıcılarıyız biz
Orta Asya'da Oğuz, Çinde Deli Kürşat
İyi niyetli her konuşma
Neden yanlış anlaşılır?
Art niyeti olmayan adama
Böyle tepki mi yapıştırılır?
Gel yürüyelim bu yolu
Hayatı; yalınayak yaşadım.
Bir elimde hayallerim, diğerinde yüreğimle. Kimi zaman dikenler üstünde gezdim.
Kimi zaman: sevdiklerimin cam parçaları döktüğü asfalt yollarda....
Ne dikenler nede cam parçaları batmadı ayaklarıma.
Her temasta ya sağ elimdeki hayallerim döküldü yerlere yada sol elimdeki yüreğim kanadı.
Ağladım....ama hiç gözyaşım dışa akmadı.
Hedefi aynı, yol aynı
Gelen gideni değişik
Kadı aynı, töre aynı
Hüküm süreni değişik
Ortada; ettiği işler
Kurdun biri aya bakmış
Aşkı ulumuş dağlarda
Ay, parçasını yollamış
Kurdun hasreti yollarda
Yollar uzak, mesafe çok
Geçti demi gardaşım, altı yıl?
Altı değildi; sanki bir ömür.
Çektik; yağlardan, yağcılardan kıl
Ömrümüz de yılımız da kömür
Şu memlekete geldim geleli
An gelir; yazdığın şiir,
Duyguların; zor'a düşer
Gönlündeki o, ela kir
Acılarla kor'a düşer
İsmi, resmi, hediyesi
Şimdi resim var elimde
İkimizin de olduğu
Bir fidan vardı içimde
Vicdansızımın yolduğu
Dert anlattım istemedi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!