Nisanın aydınlık
hem de karamsar bir vahiy günüydü;
cami duvarına yuva yapmış
-ki sıkıştırmış tüm varoluşunu
o salınan gazlarıyla,
gördüğümde o inatçı salyangozu...
Mide kavrulurken meyle,
bir çift postal ezip geçti
tüm çimden adamları
takkeli huzurluların huzurunda..
Bağdaş kurup oturuverdi
güneşin sömürdüğü
ceylan gibi otların arasına..
ve tutturdu pislik havalardaki
tozlu turunç ağacının niyazlarını...
Saçtı ateşleri
bir çift arı kovanı öbekli gözlerinden;
huzur koymak istedi
hayalindeki çözümlemelerini,
bir ton karmaşıklığın zamanıyla..
Umut kalmadı
tekrardan düşmek için yollara;
ne karafatmaları
ne örümcekleri,
ne de pıskıran mikroplu eniklerini görüyordu
ruhu..
Oturdu kaldı öylece
bir kaç saat,
tepesine vuran ışık ananın
tokmaklarına karşı koyarak
ve de garipsemelerine
salt inanç önyargılarının..
Tuttuğu gibi atılması bir oldu
amanvermez huzursuz yollara,
sol elindeki bereketli kabukla..
Anarşist hissiyat
ve sona varması
maneviyatının!
Yaralı kadim ahbaplığın yansıması
-yansıması
ve yükselmesi,
umut mumu hareli parıltılara
ve başköşede hasbihal edenler:
Fatıma,
Meryem Ana;
Musa,
ve Davud...
06/05/12,Smyrna
Kayıt Tarihi : 7.7.2012 12:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hıdrellez-Ederlezi-Herdeljez...
TÜM YORUMLAR (2)