Yağmur var, mutfak camından izliyorum hüzünleri üzerime bırakışını. Yine seni düşündüm, neredeydin, nasıldın. Hep sana konuşuyorum, yağmuru, güneşin neşesini…. Bir yıl öncesi çıkıp geliyor, bugün buradaydım seninle şunları konuşmuş şuraya gitmiştik. Çıkıp çıkıp gelmelerin bitmiyor. Her günü bu gün gibi yaşıyorum, biraz içim acıyor. Aklımın dilli hiç durmadan sana konuşsa da, gönlümün dili sus pus, öksüz bir çocuğun mahsunluğunda ruhumun duvar kenarına sinmiş. Kelimelerin çokluğuna inat bir sessizlik. Her söz akıp akıp geliyor ama dizilip kalıyor boğazımda gönlüm mühürlemiş konuşturmamaya yeminli. Anlatacak çok şey varken anlatılacakların yetim kalması duyurabileceğin kimsenin kalmaması yalnızlığımı büyütüyor sadece. Dilim varmıyor artık bize ait cümleler kurmaya sana bizi anlatmaya. Gönlümün gücü yok ruhum inanç ağacının umut dalındaki salıncağıyla sallanamıyor artık mavi gökyüzünün kollarında. Hiçbir kelimenin teselliye kafi gelmeyişine içerliyorum. Akşamın inmeye başladığı bu saatte yağmurun ıslattığı oyun parklarında başı boş bir salıncak gibiyim.
Su Eda GümüşKayıt Tarihi : 24.2.2007 23:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Harika bir anlatım kutlarım sizi.Tebrikler ve sevgiler..
süpoer bir yazılım ...saygılar.
Özellikle final cümlesi gerçekten güzel.
Tebrikler yüreğinize.
Selam ve saygılarımla.
nefis bir anlatım ve harika bir çalışma...
tebrikler...
kaleminiz daim olsun...
TÜM YORUMLAR (4)