Bir çocuk bahçesi düşün;
Bir salıncak,
Ve içinde bir çocuk sallanan,
Bir tane daha salıncak,
Ve içinde bir çocuk daha,
Ne gam, ne de keder;
Sarkaçta boncuk, sallanan.
Durup bir sayalım şu bahçeyi,
Kaç kere çocuk?
Kaç kere salıncak?
Salıncak kere çocuk,
Salıncak çarpı toprak,
Kaç eder
Çocuk kere çocuk?
Ne şenlik baksana;
“Cambaz, ip üstünde oynayacak”;
Bu nasıl cinlik!
-sallandıkça, ufka çıkacak,
-ya bir haylaz, ya da yaramaz,
Yaldıza bulandıkça sancak,
Bahçede dalgalanıp duracak.
Zinciri kopsa; kuşlar gibi kaçak,
Kanat takmış ya uçak, kuleye sor!
Havada uçan birşey var, aman!
Düşüp yere çarpacak!
Korkma; altı-üstü bir oyuncak;
Dünya kadar mutlu onlar,
Yıldızlar kadar da ufak.
Göğe mi uçacak?
Hayır; eli minik, dili nanik!
-sadece yüreği büyük!
Sözü, güneş kadar sıcak,
Gözü, salıncağa doymayacak,
Beşik olacak ninesi,
-kucak dolusu ninnilerle
Düşe dalacak sabaha dek,
Kaç kere sallanacak?
Bunlar, sadece çocuk,
Yüreği yalana küçük;
Eğriyi bilmeden çember çeviren,
Gerçeği sormadan doğruyu görmeyen,
Yay çizerek sallanan bu çocuk;
Bir kere çocuk..
O bir çocuk!
O daha çocuk!
Salıncak ne ister?
Sadece bir çocuk...
19.10.2002 - 2008 - 2009
Orhan TiryakioğluKayıt Tarihi : 14.1.2008 23:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çocuk bahçesindekileri seyredin; onları hırpalayabilirler, eline silah verirler, ve hemen bizlerin katı dünyasına itmeye çalışırlar. Ne kadar çok acele edilirse, o kadar daha çok katılaşırlar ve kaybedilirler. Olgunlaşmaları için zaman bile tanınmaz. Masumiyeti koruyalım, gerekirse biz de çocuklaşalım... Saygılarımla.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!