Kaç yudumun kaldı ki şu dertlerinden
Bitmeyecek gibi görünüyor
Öyleyse yardım edeyim sana
Son bardağına kadar beraber içelim artık
Kurtarayım bir an önce seni
Ama daha demleniyor
Eyvah!
Galiba bir tane daha çaydanlık
Neyse dök bi bardak daha
Hadi bitirelim de kalkalım artık
Bunca derdin üstüne uyku gelir mi
Gelmeyecekse gelmesin ne olacak
Beraberce geceleri dolaşalım artık
Mutluluktan yıldızlar hediye edeyim sana
Şu bitmeyen göz yaşın dinsin artık
Parçalanmış aynalara bakma ne olursun
Onun yerine
Kırlarda bulutları seyredelim seninle
Sana baharı anlatayım
Hazanını unutturayım artık
Farklı farklı çiçeklerden taç yapayım
Kıvrılan saçlarına
Ve sana çiçekleri anlatayım
Fakat çiçeğe çiçek anlatılırmı ki
Ah şu bendeki dalgınlık
Senin denizin olayım
Senin hayat çeşmenden akayım
Tuzlu değildir hallerim
Susuz bırakmam seni
Diline bir yerden varayım artık
Hükümdarlığına yaraşır otağı kurayım
Şiirlerle bezenmiş ağaçlar dikeyim bahçene
Sıcak günlerinde sana gölge olur diye
Sen okudukça yeşerir her bir dizesi
O narin sesin işler usaresine
Ve dünya kulağıyla duyayım artık
Gelenek göreneğimizden bilirsin çoğunu
Annemin senin için doldurduğu o sandık
Çeyizine koyacak başka şey bırakmadık
Bundan sonra
Eş dost akraba kim varsa kalmasın
Duyduk duymadık
Gençliğimiz yanımızda şimdi
Fakat yaşlılık yakınımızda
Yaklaşıyor başımıza o kar beyazlık
Yakışığı kalmıyor titreyen ellerimizin
O zaman şimdiden biriktirelim hatıralarımızı
Sana vereceğim ilk gonca gülü sıkıştırırım
Şiirlerimizin arasına sardık
...
Ve gözlerimi açıyorum en güzel yerinde
Masanın üstünde uyuya kalmışım
Ve aşkım isyandır artık
Ve ne yazmışsam hepsi rüyalık
Ve neden her seferinde hüsranlık
Sonuç?
Sabah olmuş ancak hala sensiz karanlık
Elimde kırılmış kalem
Mürekkebi bulaşmış her yere
Koyu kırmızı , donuk kanım dökülmüş "SEN!" diye
Elini nasıl tutmuşsam artık
Kayıt Tarihi : 12.9.2017 01:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!