Vardır ağaçların görünen özelliği,
Dikersen gösterir sana güzelliği,
Ruhları dinlendirir bakarsan derinliği,
Canana yeter yerdeki serinliği.
Bahar gelince açar çiçekleri,
Gece gündüz akar suyun,
Hayat vermek toprağa huyun,
Üzerine taştan oluk koyun,
Yolun açık nazlı çeşme.
Bahar gelince suyu serinlisin,
Ormanda gördüm bir çiçek,
Bahar olunca kırlara inecek,
Geç bakalım çayırdan bahçeye,
Çocuklar gelince seni derecek.
Yazın arılar sana konacak,
Gönderildi kınalı, geldi geri haberi,
Şehidim istiyor benden makberi,
İnledi Anadolu, hep beraber,
Semaya söyledik “Allahü Ekber! ”.
İçildi Şahadet-i Şerbet Çanakkale’de,
Gördüm bu gece bir rüya,
Okula gidecekmişim kitap, çanta güya,
Yakışıklı delikanlı bir de ben,
Vardık sınıfa boş, hayal bu ya.
Selamlaştık, geldi birkaç arkadaş,
Ben bilirim soyumu ırkımı,
Kuzeyden güneye şanlı türkümü,
Yürüdü Orta Asya’dan Avrupa’ya,
Tuna’dan Viyana’ya, hısım akrabamı.
Kökenim Göktürk, dağları deler,
Çevirdim uzun ince yollara yüzümü,
Köyümün sonbaharı salkımlanır asmada üzümü,
Gidiyor şahlandı kervanım unutma özünü,
Küpe olsun kulağına, dinledinse son sözümü.
Ben şehit oğlu sen olsana torunu,
Alt eşik olur uygun üst eşiğe,
Gül damlası yatar tahta beşiğe,
Değirmene varan dikilir keşiğe,
Kirli içecek koyulmaz cam şişeye.
Yapıldı konak, yoktur kapıda kilidi,
Sonbaharda eserken yeller,
Hışırdadı yine yapraklar,
Gölgesinde yatan sakin insanlar,
Adaleti böyle mi dünyanın?
Dumanlıdır ak dağlar başın,
Şahınkaya'nın dibinde salkımlanan bağıyım.,
Ordu'nun kenarında uzayıp giden kumsalıyım,
Boztepe'de eğilip bükülen incecik teliyim,
Adımı sorarsan köyünde kalan öğretmenim.
Dağlarda otlayan kuzuların çobanıyım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!