açılıyor yüzünün derinliği içimde
şakaklarından dönemem artık
bir martı masalı kadar güzel
dudaklarındaki mavi çizgiler
başakların bükülen dansı
renklerin boşluğa değen eliydi
bana kızmayın
rüzgarın örttüğü kapının ardında olduğunuzu
görmeme rağmen bir şey yapamadım
insan su içerken kendine dönüktür
dua ederken de öyledir uyurken de
ve olan bitenin kayıtsız kalışını kutlar kendi eteklerinde
bakışarak indiğimiz basamaklar
önce dikine işgal
sahneler galaksi seheri
algıya sinmiş eşkal
bir fiziğin muharebe klasiği
derin titreşimler yağmuru
sabahları kar yağardı
yorgun kanatlarına göğün
üşürdük kuşların ellerinde
şarkılar duyardık alevli
aşk beyazdı
yarın on dört şubatmış
üşüyerek yazıyorum incinmiş bir şiiri
sana fırından aldım hediyeni
kenarı dışa oval
iki ucu içe dönük ortası delik
imalattan ihtimamlı
kelimeler geri kalıyordu
çatıya cama yola
belli ki hala uğulduyordu
uyanıyordu yağmur
rengin oynaşması değil daha çok
yine böyle bir yerlerden başlayacaktık geceye
çatı
çatının ucu
baca
bacanın ucu
duman
kırıklarımızı toplar birbirimize bakarız
alevli elleri çekilir mavinin
çekilir yağmurlar kurşunlara benzer
öldürürken aşkı
sevinir ağacın ıslanan yaprakları
aydınlıklar önümüzde
kuşlar geçecek biz geçeceğiz
bu uzun yolu sana kurdum kuşlara ve bize
ağaçlarla donattım baştan başa
yapraklarını süsledim boydan boya
göreceksin
iki okyanus ötesi
bakışıyorduk oysa
yan yana büyüttüğümüz
ayrılıklarımız oluyordu
saklanıyorduk iki ten arasında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!