Umutla sarıldığın, sabır taşı olmasa,
Gurbet içinde gurbet, çekilir mi Saliha.
Sebeplerin mevsimi, tam tavını bulmasa,
Vuslat bağına tohum, ekilir mi Saliha.
Gözyaşına kıyamam, ağlarsan canım yanar,
Kirpiklerin ıslansa, benim yüreğim kanar,
Azalarım dil olur, durmadan seni anar,
Verdiğimiz sözlerden, geçilir mi Saliha.
Sağ yanımız hasretken, kanarken sollarımız,
Bir nefes kadar yakın, kırılan kollarımız,
Milyarda bir ihtimal, kesişen yollarımız,
Bu akıl bu fikirle, seçilir mi Saliha.
Tesadüfsüz hikmetle, murat eden yaradan,
Kaldırmaz mı dağları, mesafeyi aradan,
Yaşanılan bu sevda, zan etme ki sıradan,
Ölümsüz aşka ömür, biçilir mi Saliha.
Sen yaktın bu ateşi, sen oldun pervanesi,
Sonbahar da açılan güllerin meyhanesi,
Ey gönlümün sakisi, delisi, divanesi,
Ellerinden badeler, içilir mi Saliha.
Altın sarısı saçlar, omuzundan dökülmüş,
Elin Allah'a açık, belin dizin bükülmüş,
Sende bir yaralısın, yamaların sökülmüş,
Aşk iğnesi olmadan, dikilir mi Saliha.
06.08.2012....Mustafa Yaralı
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 14.8.2012 14:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!