Artık ne hancı tanıdık ne sen
Günbegün nazır oluyor kefen
Yabancısın Küçüğüm tutmaz yerini gelen
Sen, sen ve yine sen
Ne gelen isterim ne giden
Dağılmanın son demi, Şair hâlâ sen yaşında!..
Bu gece şiire uykulu buldum kendimi.
Özlemedim desem, durur mu kalp.
Atlar hemen ortaya, çağırır seni.
Ne bir duman iyi kafama ne de bir hap.
Günün en ücra saatinde, Şair sen yaşında!
En çok da ne dokunuyor bilsen?
Cennete uzanıp cehenneme yaraşmak.
Rengarenk çiçekler içinden
İmkan olsa durmadan koşarak.
yetişkin
yetenlerce bulunan kelam
yetmemiş
bir saniye geçti ve
yetti şair
kendi uçurumumda
Karanlıkla var oluyorum
Ne sessizdir bu figan
Aydınlık yarınlar kör ediyor
Yeşillikler içinde boğuluyorum
Sığmıyor vücudum kefene
Kabrin hafifliği; yok oluyorum
Şiirler yazacak kadar tanımıyorum seni
Ve anlatamayacağım o bilmediğim gözleri
Hiç duyar mıyım bilmem bana nefes sözleri
Aşk,sevda niceleri seninle süslüyor düşleri
Seninle gelecek bahar, bitecek zemheri
Yılların yorgunluğunu yendin bedenimde
Kaldı o gözler aklımda taşıyorum
Buna denilmez ama yaşıyorum
Sel alır götürür kirpiklerini
Rüzgarlarım yetmez savurmaya saçlarını
Depremlerim sarsamaz yüreğini
Anla Küçüğüm; meftunum, garibinim,
Ezberi bozdu buralarda ihtişamın
Ceylanlar ürkmedi gelen fırtınadan
Rüzgarda savrulan yapraklar ve saçların
İstisnasız aşk, kaçamadım sevdadan
Nedensizce uçurum kenarında
Ağabeyim sustu o kanlı gecenin sabahında
Delalet gürledi hakkın etrafında
Ne bir ses, ne bir his
Saf tuttunuz hepiniz şeytanın yanında
Kardeşim dün öldü, yaşamadı! Ne bahar ne yaz!
Bitti rüya mermiler temizse ölüyorum
Hazin değildi güya, o hâl ki bitiyorum
Herkesten sakladığım umudun son demleri
Başlıyorum yavaştan kalkmalara, gidiyorum
Seni ilk gördüğümde bir çocuktum




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!