Ne aptalım ne de saf
Aşıkan meclisinde tuttum saf
Avareyi akil eder bu makam
Bana bakıp dediler ol bize imam
Hüznünden solar yapraklar
Ağacın şakağında fazlalar
Utancından yağmur yağmaz
Boş kalırsa toprak
Bir fidan köklerini salar
Düşsem yıldızların ardına
Döner yanına varırım
Dünya kokusuna aldanmam
Ama sana inanarak koşarım
Değilsin asla uzağım
Samimiyetsizsen önemsiyor gibi davranma
Her daim bıraktın beni hiçliğin kucağına
Hayrı çekip yanağımdan sonra etme dua
Zira olmadı bu fakir hiçbir vakit umrunda
Tebessüm ettiğim günler
Döner mi geri bilemem
Azınla yetindiğim günler
Varlığın sürer mi bilemem
Sessizce geçen saatler
Unutmaya ramak kala
Uzaklaş bir adım daha
Düşünüp iyi olma sakın
Ferahlığı bırakma azaba
Kalp düzelir, gönle nutukla
İstemsiz ve gri tonlu bir sabahta uyanacaksın
El yüz yıkamadan kendini sokakta bulacaksın
Okulun yoluna her zamandan erken koyulacaksın
Beyaz koltuğuna oturup içten neşe yayacaksın
Yokluğunda kafamın içi sızlar
Sensiz odaların suratı sarkar
Sevip okşamak sana mahsus
Savrulur yerde boş yere ağaçlar
Bir yaprağı daha koparırken takvimden
Vuslata yaklaşıyoruz her gün hafiften
Ölüm gelince akla, sarar telaş aniden
Dünyanın müptelası olmuşuz sahiden
Çevremde ışıklar, yukarıda karanlıklar
Âleme intikâl eden ademe
Tonla nimettir külfet
Her sınamaya sabır deme
Onunla yürümektir adalet
Göğün göğsünde gezinirken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!