Biz insanlar; yaratılanlar.
Ölümün uzağında oyun oynayanlar.
Biz insanlar,
Gecenin karanlığında,
Gündüzün aydınlığında,
Yaratıcıyı arayanlar.
Bir göz odada mutlu olurdu eski sevdalılar.
Şimdi oda sayısı kadar yalnızlık var.
Sofraya otururdu insanlar,
ağız dolusu haykırışlar.
Beton bloklar ardında saklı kalır sancılar.
Çaresizliğine hapsolmuş çiçeğin,
Bir seni anlatabilme özgürlüğü var kelimelerim de.
Bir seni sevebilme heyecanı var yüreğimde.
Şimdi kar yağıyor gecemize.
Sabahına, bir kuş konarsa penceremize.
Beni hatırla...
İnsan sanıyor ki uzak acıya.
Oysa yükselir sesler,
feryat-figan karışır sızıya.
Bir gürültü kopar ansızın.
Durur zaman, susar sesler.
Kalır insan bir başına.
Medeniyeti yok insanların,
gülü dalından koparanların.
Canı, candan yok sayanların.
Özgürlüğe gem vuranların.
Kalmaz savaşırsak bir insan.
Barış naraları ile dolaşan kalpazan.
Bilirim, seni yenecek zaman...
Sorular bilmediğimiz yerden gelir.
Sorunlar bitmediği yerden.
Yaşamak bu,
sonunu bilmeden...
Yaşamaksa yaşadık Azizim hayatın tüm kargaşasını.
Çağlayan bir su gibi, bildik kayalara çarpmasını.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!