Hızla yetişen bir çiçek gibi
Toprağı yoklamışız.
Ama olup ama ölüp, biraz yaşayıp
Güz olmuşuz, sararmışız dalımızda, kökümüzden utanmışız.
Mutluluğumuza göz dikmişler arz düşmanları Sevim,
Ne zaman tozumuz dumanımıza karışsa bizim,
Şehirden şehire köprüler biriktirdim sana
Rüzgarın öpüştürdüğü pencerelerden sarktım.
Yalın ayak koştum, kıyı köylerin patikasında
Bacalarca tüttüm fakir sofralarında,
Gülücükler yaktım.
Ayak üstü konuştum hep sana olan telaşlarımla
( sabahın ilk gemisi )
Güneşi yüz parçaya bölen perde motifleri duvarı pençeliyor.
Geniş yelpaze, yavruağzı.
Kendi halinde bir pervane.
İpin üstünde parmak dansı.
Dizlerini kırıp iskemlesine oturuyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!