Haykırışlarımı verip ateşe
yanan kuyularıma atıyorum kelimelerimi, tek tek...
Neyim varsa yüreğine dair,
bu katliama dahil..!
Sus pus olmuş dudaklarımla giriyorum kavgalara
Bir sabah
Hıçkırıklarla kalkacaksın yatağından
Gözbebeklerinde yalnızlığın korkusu
Geçmiş zamanların tortusu akacak gamzelerinden...
Sebepsizce ürkeceksin
Hem de
Düşlerimden vurdun beni İzmir
Ve saklamıyor artık gözyaşlarımı kırkikindi yağmurları
Ellerim barut kokuyor
Ellerin ihanet...
Gözlerimden ırmaklar çağlıyor secdeye
Aklımdan dualar beddualar
Ölmek zamanı gelmiştir artık
Tutsak bedenlerin..
Zindanda volta atmaktansa
Giyotine boyun eğmek en şereflisidir ölümlerin..
Yarılamıyorsa barikatlar
Bir deli gençliği beraber tükettik seninle!
Son izmaritine kadar paylaştık hayatı.
Bir simitimi paylaşmazdım
Bir de yalnızlığımı...
En sert rüzgarları yedik yanan bağrımıza
Hey.!
Kendimi satıyorum.!
Alan var mı?
Dilimde bitmeyen bir türkü
Sırtımda düşmeyen bir dava
Geçmişim..hatıralarım ve acılarım
Bazı sokaklar vardır hayatımızda;
Çıkmaz Sokaklar...
Çıkışı olmadığını bildiğin halde
Cesurca adımlarsın, yüyürsün üzerlerine.
'Eyvahh! ' dersin sonra 'Çıkışı Yokmuşş! '
Geri dönmek istersin biçare,
Haydi artık Tayfa!
Zaman demir alma zamanı..
Bu küçük kıyılar bana dar gelir oldu.
Ne sen memnunsun bu limandan ne de ben,
Bu durgun sularda beklemek neden
Ummanda dalgalarla boğuşmak varken!
bir kadın gördüm düşümde
saçları
alev yalazı.
biraz küskün, biraz ürkek
biraz
derinden ağlamaklı.
Son bir şiir yazacağım sana
İçinde SEN, olmayan..!
Gözlerinden bahsetmeyeceğim mesela
Aptalca…
“Nargilemin tömbekisindeki közler ne de çok benziyormuş gözlerine, geç anladım”
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!