Salgın -covid - 19 Şiiri - Rabia Barış 2

Rabia Barış 2
255

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Salgın -covid - 19

SALGIN - COVİD - 19

İki bin on dokuzun son aylarında Covid – 19 kurşun gibi indi arzın bağrına. Neydi, ne değildi deyip adı konuncaya kadar çok can aldı. Çin çare diye çırpınırken ışık hızıyla tüm dünyaya yayıldı. Öyle bir afat ki insanları amansız avcı gibi birer ikişer avladı. Tıp çaresiz kaldı, insanlık neye uğradığını bilemedi. Bir pandemi türküsü düştü dillere; kimi ağladı kimi güldü. Şu anda bütün dünya tıp alanı uzmanları teyakkuzda: nasıl bir kurtuluş yolu buluruz umuduyla çalışmakta. İşin ehli olanlar şimdilik öncelik antikor diyorlar, ardından aşı aranmaya devam edilecek. Nasıl olur, ne zaman bulunur kimse kesin bir şey bilmemekle beraber en iyi çare evinde oturup kendini izole etmek ancak bu da nereye kadar, bilinmez. Evde oturmak fena değil ama ya işi olanlar hayat durmuyor. Kısıtlı da olsa insanlara yemek ve kullanmak üzere ihtiyaçları olan giderler lazım. Birilerimiz bunları yapmak zorunda. İnsanlığın olmazsa olmazıdır; temel gıda, giyecek ve kullanmak için araç gereç ihtiyaçları.
Evet, kara bulut gibi kapattı bu virüs dünyamızı. Öyle bir geldi ki okullar, iş yerleri, camiler, AVM’ler her yer birer birer kapandı. Birçok insan işsiz kaldı, ekonomi alt üst oldu. Bu olanların hepsi insan ruhunu huzursuz etti huzursuz olan ruhlar başta kendisi olmak üzere çevresini rahatsız etti. Böylece online psikoloji başvuruları patlama yaptı, evlilikler bozuldu, yaşlılar hepten yalnız kaldı, vesaire vesaire… Böyle bir zaman diliminden geçiyoruz iki bin yirmi de. Bu melun virüs sebebiyle bütün hastaneler pandemi hastanesi oldu. Normal hastalar hastanelere gitmeye korktular, çekindiler. Ufak tefek sıkıntıları eczaneden aldıkları ilaçlarla tedavi olmaya çalıştılar. Zaten bilim kurulu tarafından sık sık uyarılar yapıldı insanlar mecbur kalmadıkça hastanelere gelmesin diye. Bu arada doktorlar, hemşireler ve sağlık çalışanları çok sıkıntı çektiler. En kolayı maske takmak; onun bile sıkıntısı az değil, böyle bir dönemden geçiyoruz.
Okullar tatil edilince hocalar öğrenciler online öğretime geçtiler. O da farklı bir yöntem önce alışmaya çalıştılar, sonra adapte oldular. Uzaktan eğitim ne kadar verimli olur bilmem ama zamanla eğitim- öğretim böyle olacağa benziyor pok verimli olmayacağı şimdiden belli gibi. Bir hocanın okulda yüz yüze yaptığı eğitimden, masa başında ya da gezinerek, geniş zamanda anlattığı ders gibi verimli olamayacağı açık. Öğrencilerin, hocalarından öğreneceği çok şey var duruşundan, bakışından anlatacağı hikâyelerden, deneyimlerinden çıkartacakları dersler, alacakları örnekler vardır bunlardan mahrum kalacaklar. Kızım Banu Bolu Üniversitesinde öğretim üyesi. Bu süre zarfında öğrencilerine derslerini online olarak yaptı. Yine edebiyat öğretmeni olan kızım Feyza da öğrencilerine aynı şekilde evinden online ders vererek görevini hakkıyla yerine getirmeye çalıştı.
Böyle bir zamanda her şey birbirine karıştı. Nisan ayında Ramazanla buluştuk. Bugüne kadar hiç görmediğimiz bir gariplikle karşılaştık. Sessiz sedasız karşıladık Ramazanı, sanal kutlamalarla yetindik. Camiler kapalı, beş vakit namaz yok, teravih heyecanı yok, camilerde sahur ve ikindi mukabelesi yok, iftar verme, iftara gitme, teravih hepsi bitti. Sokaklar ıssız, insanlar sessiz camdan, balkondan ezan ve top sesi dinleyerek oruç açtık böyle garip bir şekilde idrak ettiğimiz garip bir ramazan ve arkasından ziyaretsiz ve sessiz sedasız bir bayram. Geçen yıllarda birileri böyle bir gün gelecek yakınlarda deseydi inanmazdık ama yaşadık, gördük. Allah böyle takdir etti boynumuz kıldan ince. Şükür var, isyan yok.
Dünya kurulalı çok yaşanmış böylesi musibetler Nuh Peygamberin gemisinden tutun da Lut kavmine kadar neler neler olmuş… Yüce Allah zaman zaman kullarını uyarmak için helak etmiş. Çeşitli salgın hastalıklar yollamış: veba gibi, tifo, tifüs, sars, suçiçeği, kolera, İspanyol gribi, Asya gribi, domuz gribi, HIV, AIDS, verem daha neler neler… Eh bu da geçer inşallah diyoruz zira yüce Mevla dermansız dert vermemiş. Lakin böylesi salgın hiç mi hiç görülmedi bu virüs ışık hızıyla tüm dünyayı sardı bütün dünya birlikte çare aramakta. Aşı bulunur belki ancak verdiği hasarlar kolay kolay düzelmez hele hele aramızdan ayrılan canlar bir daha dönmeyecekler acı gerçek bu. Ebeveynlerini kaybedenler, yavrularını kaybedenler, anasız babasız kalanlar bu melun virüsü hiç mi hiç unutmayacaklar. Böyle zorlu bir zaman dilimini yaşadık, gördük. Allah beterinden saklasın, bu karanlık günleri bir daha göstermesin. Ben bu süreçte evimden uzak gurbet elde yaşarken, yaşadıklarımı yazmak istedim. Şairim elbet yürek durmuyor coşuyor coşuyor, okuyorum yazıyorum, dinliyorum yazıyorum bir de baktım ki bu olayla ilgili birçok yazı ve şiir kaleme almışım. Elbet dertlerimizi, kederlerimizi böyle dile getiriyoruz. Bir de gelecekte benim gözümden benim kalemimden olaylar tarihe ışık tutsun istedim. Biliyorum çok yazan var, herkes kendi cephesinden bakar olaylara, kendi kaleminden döker dizeleri. Bu sebeple herkes kendi yüreğinde topladığını kendi kaleminden aktarır kâğıda. Benim ruhum da kendi penceresinden bakıp topladıklarını döktü kaleminden. Yüce Allah bir daha böyle keder, musibet vermesin biz de böyle kitaplar yazmayalım inşallah.
Bu yazının üstünden altı yedi ay gibi bir zaman geçti hala bir arpa boyu yol alamadık. Salgın hız kazandı ölümler arttı insanlık korku içinde akşamdan sabaha çıkar mıyım korkusu yaşamakta birçok kimse. Allah’ım şu melun salgını ülkemizden ve dünyamızdan yok et (amin)

Rabia Barış

Rabia Barış 2
Kayıt Tarihi : 9.11.2020 00:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Rabia Barış 2