Bir altın damarı parlıyordu ilerleyen mağaranın ağzına doğru,
göz kalınlığında. Orada kalabalıktılar. Birbirlerini
yaşamaya alıştırıyorlardı. Seslerini duymuyordum.
Başımı çevirdiğimde ana-damarı gördüm: Tam saçlarımın
hizasından toprağa doğru iniyordu. Kara saçlarımdan
toprağa kadar altın bir rüzgârdı bu.
Sal kımıldadı.
Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman basına.
Gönül yarası desem...
Değil!
Devamını Oku
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman basına.
Gönül yarası desem...
Değil!




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta