Saklı Yazı
Ellerim bir itiraz arkasında sıkılı yumruk
Sonra sen ey cihanın alınyazısı
Duran saatlerin neresinden bakarsın
Zamana hangi besteyi çalar saklı yazı
Seninle başlayan yazı sana koşturan yazgı
Hey bir mezardan geçenin yaşaması olur mu
Mezar gören gözlere dünya sokulur mu
Körüm yaşamaklar bilgisinden mahrum ve küskün
Geçerse adım bir saat soranlar arasında işte ben
Gelsin biri bana saati sorsun diye bekliyorum
Tüm saatleri görüyorum okuyorum tüm korkuları
Keşke sözleri yazarıyım beşer mektebinden hiç çıkmayan
Belki diplomalar ve unvanlarla çıksaydım mektebimden
Saat soracak biri bulunmazdı
Kim hangi telaştan hangi fiyakalı eşten ayırıp da gözünü
Bakabilir ki bir saate hiç durmadan
Hele bir doğsun güneş hele bir güneş
Tutsun ellerimden hele bir çocuk
Gözlerine bakabileyim hele bir annemin
Sonra geçeyim bir yüreğinin tam hizasından efendimin
Derim işte o zaman hala insanım ne mutlu bana
Yırtılmış sayfalar arasında korunan bir saklı yazı
Gibi varlığa yönelirim Bir/den Bir/e
Ah her yangında bir iz taşıyan
Akıp gelen bir nehrin son yatağı
Nasıl bir misak çizmişler gönlümüze
Gözlerine mil çekilen bir filozofa
Haydi oyna göster hünerini
Der gibi düşürdü beni anlık yaygaralar
Tılsımlı söz varlıkları
Fantezi bileşkesi haz armonileri
Kuyudan kuyuya
Kuyu kuyudur ta Yusuf’tan haşre değin
İçinde bir Nil çağlayan Yusuf değilim ben
Yaşatma aşkımı yaşama çabasına döndüren tılsımlı acuze
Hain kardeşe çıkan yolumun pişmanıyım
Söylesin bana şafağın efendisi
Kuşların dostu
Yetimler güvencesi
Yusuf yazan içimdeki saklı yazı nerde
Kayıt Tarihi : 10.3.2010 21:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)