Saklı Kentin Can Kedisi

Giyotine basar gibi bastın bağrıma.Kanayışımı yazmak için acelen var sanki.Şimdi şiirimin Ortadoğusunda sol yanın kanıyor.Saklı bir kentin can kedisi olarak, kendin olarak,kendini bulan olarak, beni bulan olarak, olarak ya da olmayarak kısrağım olarak geldin sahilime.
Gün_eşim gibi ışıldadı gözlerinin sözleri.Sözle ile gözün aynasında tarandık.

-Korkusuzluğun bahşişlerini verdin. İçimizde yaşanmamışlıkların iç çocuğuyduk. Yaşamımızı etkileyen ve çözümlenemediği zaman süregiden çatışmalar, endişeler, üzerinde düşünülen konular o kişinin temel sorunlarını oluşturur.İçimizdeki ana-babanın sessiz kalışı yeni sorunlar getirir.Benlik hastalığımız başlar.Yıllar boyunca süren bir hastalığı bir anda iyi etmeyi beklemek doğru değil yar.İç çocuğunuza inanarak her gün iç çocuğunuzla buluşmaya devam etmeliyiz.
-Kendimizi yaşamanın kendi sınırları içinde olmalıyız. Nefsin ilacı yoktur. Hastalığın ilacı var.Yaşanmışlık tek ilaç. İçimizle kumar oynayarak içimize atılanları eğitemeyiz yar.
-Doyumlarına sahip çık. İlgi, sevgi, romantizm,şımartılma, sürprizler,hoşlukları saymakla bitmeyeceği nice içsel açlıkları yaşamaya merhaba.
Koru beni sensiz, ilgisiz, ruha tuzak demlerden.
Aç suretlerin ininden çıkar beni. Benim sıcak dünyama aksın özlem pınarların.Biz birbirimize yakın kentleriz. İmkansızlığın sızısı akar uzaklarımıza. Biraz bizi ister,istemek.
Zamanın iç çocuğu büyür zamansız yaşadıklarımıza.Biraz kendine buluşlar için yeni buluşlar buldum.
-İlk buluşmamızı özetleyen günlere artılar atıyorum.
-Dehşet engiz bir ruhu ütülüyorum.Komşuluğuna ihtiyacım var.
Külün var mı? Külün lazım, gülün lazım,kokun lazım.Sıcağını kiralar mısın vuslat buzullarıma.
-Tortusuz pınarların çağıltıları duyulur içimde.
Sensizliğin sihrinden kendime bir aşk büyüledim.İn misin, cin misin deme.
- Gırtlağıma kadar sensizliğe borçlandım.Gel öde beni sevi yüreğinle.
Uzun masalların perisi olup söz söz içimde anlat meramını.
Kısa sözlerden,özüme kitaplar yaz. Harf harf eri içimde.
-Başka güzellerin zulmünden kurtar beni Züleyha’nın aşk kızı.

Kitaplardan,sözlerden, senden, heceler yaz bahtımın defterine.
Akşamlardan ve yıldızlardan

Vesaireden öteye metafizik hülyalarım var.Beni anlatmak zor, beni yaşamak kolaylığını sunuyorum.
Koru beni şeytan tüylü güzellerin cehenneminde. Ben daha yeni ben olup sana geldim.

Aklımı ak isteyişlere şifreledim. Biraz ussalın ulusalıyım.
Tan vakti ile vatan halim arasında seni yazıyorum.
Ve aşkı sana boyadım . Ressam benim, yumsan da ela gözlerini ben seni bana bakan olarak çizeceğim.

Bekleyişlere adadığımızın kıyasın kıyısındayım. Senle seni kıyasladım. Dahası hangi sen bana kafiyeli.Hangi seni istiyorum, anlamaya çalışıyorum.

-Alnımı çatlatan bir çözümsüzlüğün can sahilindeyim. Sen canlı olarak aşk kıyıma vuruluyorsun.
Kördüğüm ile gördüğüm arasında bin ara.Berelerimi onarak sevi yüreğinin içindeyim. Her şey sende gizemli. Her şey sana iki gözlü.

-Alyuvarlarımızın al direncinde kızıllığın beni toplar biliyorum.

-Deli Petro değilim sana karşı. Mecnun ile aynı aklın terazisindeyiz.
*Onun Leyla’yı bulmaktan öte gittiği aklın mistik tinindeyim.

-Bir deniz feneri bekler ikimizin ortak paydasında.Sen orda gizemlisin.
-Aklımı dalgalar sana getirmiş. Gönlümü içindeki sular.
Pak mıyız?

Aşkın hizasına yetişmiş mi isteyişimizin?
İmkansızlıkların engebelerini bir bir aşıp kilit üstüne kilitli deniz fenerine geliyorum.
Kalbini açmak için kalbimden sana denizler sunuyorum.
Kız Kulesi kızlığına şahit. Aşkın karaya temas ettiği gizemdeyim.

-Girintilerine susamış özlemlerim takılır. Akar ben.
-Yakarışlarımın fiyort sahiline varır, varamadıklarımız. Susar,sudan önce aşkımız.

- Varışın tevarüsüne yazıyorum.Susuyor aşkın tarihi.Talihini yenen son Fatih olarak bağrına benden havan topları atıyorum.
-Gayrı benden bir kentsin.Saklı,bizli, sözlü, aşka şifreli.