Kırkyedi, kırksekiz
kırkdokuz, elli
Sağım solum, önüm arkam
saklanan ebe...
Saçlarının ışığından
tanırdım seni.
Bana bakardın gözlerin kapalıyken
ve yakalanırdın hep..
Ersin tepesinde asırlık ağaç
başımı dayayıp saydığım
Ebe hep ben olurdum
Sen ise aradığım...
Gökle yer ikimizindi
Yeşillle mavi gözlerimiz
Sobe, sobe yankılanırdı o ağaçta
ve vuran masum ellerimiz...
Aşıktım o zamanlar sana
Senin bana olduğun kadar
Bilirdi aşkımızı Ersin tepesi
ve ötesindeki dağlar...
Saymasını elliye kadar bilirdik
Sonrası yalnız iki
Sen bir, ben iki
Ben bir, sen iki...
Bazen ağacıda sayardık
Üç derdik ama şahit
Toplardık dökülmüş yapraklarını
Herbiri olurdu bir şahit...
Bir gün gene saydım
Kırkyedi, kırksekiz
kırkdokuz, elli
Saçlarının ışığını aradım yoktu
Işık yoktu..
Bağırdım hep çıkarsın diye
Elli, elli, elli...
İLk defa ebe oldum gerçekten
Hep seni aradım
Bulamadım gözlerimizin
Mavisinde yeşilinde
Kızardı çaresiz gözlerim
Kırmızı ve karada aradım...
Döndüm gene şahidimiz ağaca
başımı dayadım saydım
Bozuldu oyun, bozuldu sihir
tek başıma saydım ve ağladım...
DK 1986
Hayrettin TürkKayıt Tarihi : 16.3.2003 03:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
(Hülya Topçuoğlu)
TÜM YORUMLAR (1)