Huzur veren kokular dolu İstanbul
Ama biz inadına kasvet veren pera sokağındayız
Üstüne yerle yeksan olmuş sevdalar taşır pervaneler sokak lambalarına
Kimilerine göre "az şey değil bu yaşadıklarım" bir düşünsene
Bazısının da umrunda olmaktan milyonlaca uzaktayım
Yaz gecesi geldiğinde dolup taşıyor karanlık Emek Sineması
Beyaz önlüklü garsonlar, tramvay sesleri ve Fransız taş balkonlar
Çığlık çığlığa sinirlenmiş Beyoğlu ve başıboş kalabalıklar
Birde senle ben varız sıcak yaz gecesi Peranın kaldırımında
Çiçek pasajında solup giden güller gibi duruyorsun önümde
Feveran etmiş sessizliğim, düşmanca bakan gözlerine
Çok mu gördün suçsuz taframı siyahını dönmüş yüzüne
Hem nereden gelir bu laf-ı güzaf yolda kalmış şöhretime
Bir sessiz sinema bu, bakışarak anlaşamayışımız
Sevdim de söyleyemedim bir türlü taş ağırlığı kalbine,
Anlatamadım caddenin süslü sesleri içinde kendimi,
Sesim mi çıkmadı yoksa martılar mı bastırdı, ağızlarında balıklar
Tramvay da beni bekleyecek değildi ya yığınca iş güç arasında
Sus pus, boğazımda düğüm oldu sözlerim, kaybolup gittim ben de titreyen raylarda
Dağıldı işte gece seansı, biz yine bakakaldık sevgililere
Zorla tutsam elini ne derdin acaba hırsla çarpan yüreğime
Önce bir bakar, sonra bir tokat çarpardın değil mi?
Oysa o masum bakışımı atınca da dayanamaz indiriverirdin yelkenleri
Gecenin karanlığında güneş gibi parlayan yüzünü gördükçe
Süregelen sessizliği bozmaya korkutuyor bakışların
Konuşsam en kekeme halimle yine zırvalarım bilirsin
Sana kalsa hepi topu bir ay sürdü uzatmayalım dersin belkide
Sanki bir yıl sürse bitip gitmeyecekmiş gibi
Hayır yok bu duruştan, olmayacak ta belli ki
Gel gelelim uzun bir hayat var önünde
Defterini doldurmaya başla ufaktan
Kimsecikler anlamadan, çorban bile soğumadan
Hayallerin de daha fazla uzaklaşamadan
Yol ver gitsin örümcek tutmuş sessizliğime..
Kayıt Tarihi : 7.6.2018 17:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!