Sorular sorsam sana ey gece
Keder desem, hicran desem susar mısın
İnce kumlu bir kıyı gibi okşasam
Yakamozlarınla yıkanıp
Sevda desem, aşk desem coşar mısın
Bilirim bir türlü gözlerin görmez sabahı
Dokunamazsın gül yüzüne
Bu nasıl acıdır Ya Rab
Birbirinin ardından koşup da kavuşamamak
Her şafak birazcık, birazcık yaklaşmak
Meltemler haber getirir ulu orta
Duygularının gündüze rengi kırmızı
Uzatırsın elini tam tutacakken
Saatler zamanı çalar
Ayrılık vaktidir, görünmez damlalarda bir sızı, bir sızı
Nasılda yakışır beyazla siyah
Bir de pembeliği şafağın
Salkım saçak saçlarda bahar kokusu
Ey gece, bir gece kavuşsan diyorum
Bir gece yaşasan tadını dağların ardındaki dudağın
Mavi yansımış yosunlarda koşsan
Yaramazlık yapsan usulca
Gözlerini diksen gözlerine
Seviyorum desen dokunup ışıklarına
Başını koysan dizine, uyusan masalların binlerce yıllık uykusunca
Olmaz deme sakın
Hayal et olmayacağını bilsen de
Rüzgâr ol, fırtına ol, es esebildiğince, yaşa
Kaç defa gelir ki söyle
Böyle bir sevda başa
Bırak mehtabı, yıldızlara küs desem
Oynaşmaktan vazgeç yakamozlarla
Git kavuş sevdiğine
Yüreğinden sımsıkı tut
Mutlu ol olabildiğince
Zincir şıkırtıları sarmış gökyüzünü
Hüküm verilmiş bir kez
Uzakların sevdası uzaklara mahkûm
Ey gece, ey gece
Biliyorum değişmez bir yazı alnındaki bu zulüm
Sorular sormayacağım artık ey gece
Keder demeyeceğim, hicran demeyeceğim sen sakın susma
İnce kumlu bir kıyı gibi okşasın dalgalar hep seni
Yakamozlarınla yıkandıkça haykır aşkını
Seviyorum de, seveceğim de, sakın susma, sakın korkma
Kayıt Tarihi : 9.5.2011 01:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!