01.05.10
Kuzeyle güneyi ekvator ayırıyor
Doğuyla batıyı güneş belirliyor
Geceyle gündüz kendi halinde
Mevsimleri şaşırttık el birliğiyle
Klimalar yirmi üç derecede
Yedikleri önlerinde, yemedikleri çöp sepetinde
Her şey otomatik, her şey ortopedik
Koltukları bile üç Afrikalının sığabileceği kadar büyük
Gökyüzünde dikiz aynaları
Önlerinde kocaman masaları
Değişik bölgelere basıyor fil hortumu ayakları
Ve başlıyor manda korosu eşliğinde
Kışkırtma orkestrasının ayrıştırma konçertosu
Vurmalı çalgılarda terör
Ayak oyunlarının şaşkına çevirdiği sömürgelerin
Çoğu soprano kalanı tenor
Siyah bir çocuk açlıktan ağlıyor
Göz kenarlarında çeçe sinekleri
İki komşu elense çekiyor
Karşı komşu savaş çığırtkanı
Şemsiyesiz yakalanır insanlar
Dört mevsim yağan bombalara
Ama her şey normaldir her şey olağan
Suçu kendinde bilecek kadar uyutulur insan
Bir yanda halkın kanını emerek
semirilmiş taraftarları
Yanlarında rüyalar ülkesinde
yaşama hayaliyle kudurmuş
ısırmaya hazır sempatizanları
Çiçekle karşılarlar yurdunu çiğneyen tankları.
Özgürlük çığlığını ilk atanın adresi darağacı olur
Son durağı ise satışa çıkarılan vatan toprağı
Kan damlar anaların göz pınarlarından
Kardeş kardeşi kırar farkına varamadan
Küçük hesaplarını bir kenara bırak
Şırıl, şırıl akan vatan deresinden yüzüne bir avuç su çarp
Hopla, zıpla, silkin nasıl yaparsan yap artık uyan
Ya da ilk çığlığı atandan birazcık olsun utan
Keselim filin hortumunu dereleri kurutmadan
Sakın korkma üzerine devrilecek filden
Sürüsünü devirdik öldüğümüz söylenirken
Sakın korkma gülüm bir gün önce ölmekten
Daha şereflidir ölmek yaşarken sürünmekten
Bahattin Çakılkaya
Bahattin Çakılkaya
Kayıt Tarihi : 5.10.2021 23:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!