Saki Şiiri - Yorumlar

Az önce bir şiir şevki bey seslerini tahrik edince içimde bu şarkı abdurrahim abimin saçağında dinlenir dedim geldim..Şevki beyden

dinliyorum

emel i meyli vefa, sende de var, bende de var
Heves-i iyş-u safa, sende de var, bende de var
Zail olmaz dil-i aşüftemizin sevdası
Heves-i iyş-u safa sende de var, bende de var

Emel-i aşk-ı heva, sende de yok, bende de yok
Heves-i naz-ü eda, sende de yok, bende de yok
Dilde asar-ı safa, sende de yok, bende de yok
Çünkü ümid-i vefa, sende de yok, bende de yok

susalım dinle beni, vaz geçelim sevdadan
ne çıkar sanki, kuru laf ile vaveyladan
cezb i dilse, ne gam ı aşkı garaz icradan
öyle bir tatlı seda, sende de yok, bende de yok

Valla ben sustum...Saki..Bitmeyen tüm hikayelerin hatırına...olağan üstü satırlar, bunun devamı olması lazım..sakiyi devam ettir sevgili abim...saygılarımla. kalemin var olsun..
melek ayaz

iki ayrı yerine ayraç konulmuş bir hikaye biter mi.


Hadi
şerefine
senin
benim
ve
bitmeyen tüm hikayelerin


sevgilerimle apo.

saki şaraba vur akşamın kederini
sunma bu kez
kaba ol

benim kadar kaba sığma
benden daha dertli ol

Kimbilir kaç kınalı yapıncağın kanı aktı
kaç bağ bozguna uğradı
bir tas teselli için
.....

Bütün şiirin değerini bildim de.. bu bölüm başlı başına bir şiir oluşturacak kadar yetkin.

Canım Abicim, bilirdim bir ahşap sakihane, hani sen anlatmıştın. O İstanbul’da Hukuk okuduğun yıllarda. O saki öyle bir sakiydi, masasındaki tabak natürmortlarını anlatırdın sen bize. Serbestti şarap baştan, tabaklar sevinenene dek. Tabaklar hadi artık diyene dek.

O sakinin kabalığı nezaketten yol ve yordam bilmekten ötürüydü.
Olamazdı kaba. Sığmazdı nezaketi kaplara.

Sen ki, göl kenarlarında bildiğimiz o ağacın dibindeydin bu şiiri dökerken ruhundan.
Sen ki, Nilüferli Göl kenarındaydın.
Taşıyordun. Sen ki hiç bir zaman kaba olmadın nezaketin kapları doldurdu, Nilüferli göle su verdi. Mutlulur nilüferler, verdiğin kınalı yapıncak sularından.

Derdinse derdimizdir. Düşümüze düşer uzaktaki bir devlet çiftliğinden.
Ah bizim canım Kahramanımız. Hadi şerefe gönül yorgunluğundan. Mahrum gönüllerinin zavallılığından. Hiçliğimiz besili zehirlere dönüşmekte. Yapraksız çubuklardan akmakta kanımıza akmakta şifa suları.

Söyle o Sakiye Abicim.
Bu yıl neşeyle uçusan kırlangıçlar neden çekip gittiler anlayamadım.
Saki ne olursun. Esirgeme.
Bir Yusufcuk kuşu daha düşmek üzere yusufcuk dalından.


Ne olur Abicim. Yusufcuklar sürü sürü geldi hatırına kapıma dün akşam. Denizleri taşıyarak geldiler.

Topal martı bacağı sarıldı abicim. Deniz anasının yakıcılığından sakınmasını söyledik topal martılara.

Biz bir mut-uru şehrinin tepesinde bir saçak altında şifalar üfürdük sakilere. Yalnızca ayaklarımız üşüdü.

Dayan. Literütürümüz yeter abiçim. Kırlangıçların neşeli çığlıklarını antalacağım sana yeniden.

Hadi şerefeni abicim. Bu hikaye bitmeyecek.
Nilüferli Göle selam abicim.
Bir de öte taraındaki yalnız ağaca.

Sen büyük bir insan ve şairsin abicim.

kaba ol- kaba sığma- güzeldi cinasların kullanımı. okurken, kendimi yüz yıllar ötesinde gördüm sankii . elinde şarap tası bir sahilde kendisi ile boğuşan rubai ustası.ömer hayyam'ın yüzüne su serperken göndüm.. :).. güzel yazmışsın mirim..selam ile ..

Okurken sarhoş olduk..Yüreğinize sağlık..

Sakî..saky kökünden arapçada ,su veren, sulayan..

Ama sukunet dağıtan desek yeridir..içimizin dışımıza baskısına karşı sükunet tir aradığımız sakiden..

Belli ki pek öfkeli girmiş meyhaneye şair..ilk işi sakiyle dalaşmak olmuş - burada tabirin caiz olduğunu bilir abim-

Akan zaman ırmağının gençlikte çağıltısını duyduğu seler artık rahatsız ediyor onu..Durulsun artık istiyor ırmağın sesi..Yüreğinde kabararak akan ırmağı uslandırmak ve usluca bırakmak istiyor sonra ırmağa kendisini, başı dik ama gönlü eğik olarak..

Engin bir gönül var şiirde el hasılı vel kelam

bir saki sun ey saki
bir kez sarhoş olayım
bir daha ne müskirat ne şarap
hiç ayılmıyayım..

selam ve muhabbetle..

Muhteşem bir şiir.Sık sık okuyacağım.Kutlarım Şair.