Keşke çocuk kalsaydım,
Uzamasaydı keşke bacaklarım.
Halâ üç tekerlekli bisikletimi
sürüyor olsaydım...
ve halâ dursaydı oyuncaklarım.
Yüreğim halâ beşikte,
Kulağımda ninniler...
Neden bırakır büyüyünce,
Çocukları anneler? ..
Yumuşacık ellerin yastık sanki,
Deniz martılara küsemez...
Çeviremez yüzünü.
Adı olmayan renk yağdığında
yapraklara,
Gidilecek bir yer vardır elbet!
Seninle yaşar sözler,
Seninle vardır şiirler.
Aşıklar hep seni gözler,
Seni yazar hep şairler...
Gül senindir, bülbül senin,
Ruhum göçebe çadırlarında
akşam güneşini beklerken,
Pörsümüş bir gül yaprağı düşer
Güz aylarının soğuk gölgelerine.
Aynısını ararken gözlerim,
Beyaz bulutlu gökyüzünün
Billûr renklerin adlarını koyar,
Doldurulmuş akşamcı kadehlerinde.
Akıp giden bir nehir görünür
Beynimdeki gözleri kapalı çocuğa,
Bir nakarat gibi döndürür dilinde
Tuhaf isimli güncükleri...
Toprağa gömülü ayaklarımla
Baharlardan baharlara koşarken,
Bir gün durup düşüneceğim
Sensiz beklerken,ne yapmışım ben? ..
Hasreti kalbime kilitlemişken gurbet,
Sökmeyen şafak gibi vuslat,
hasta yüreğime! ..
Yine bir hüzün,göçtüğümüz yerlerde,
Bilmem ki nerede atılacak gülücükler? ..
her geliş bir gidişi,
her konuş bir göçüşü
haber verir.....verir ama...
bir gün yol da bitiverir! ...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!