Köleliği kaldırdı diye
prangayı bana vurmuşlar
Mahlası bozuk insanları
adam sanıp başa koymuşlar
Ağlayan akşamlarında, gökyüzü
Sakinliği bulur hüznün
Sebepsiz dökülür incilerin
Yanlızlığımla sarılıyorum karanlıklara
Öksüz çocuklar gibiyim büyün geceler
Günlerdir gözyaşlarımı döküyorum
Haftalardır bu kentte topraklara
Sabahlara kadar sessizlikler içindeyim
Artık yağmur yağmasın, bende gözyaşları var
Sevdaya düşmesin al, sonunda ayrılık var
Bahar eser mi hiç, veda kokan rüzgarlar
Başıma esti benim, unutuldu şarkılar
Böyle geçmez bir ömür, yaşantı oldu haram
Özlenen bir bekleyiş bu hayat kasırgasında
layık olmadığım bu hayattan kurtuluş
üç yüz asır yaşasanda bu kahpe dünyada
Mutlak olan bir şey var " YOKOLUŞ".
Kalbim kimin için zamansız atar
Gönlüm kimin için zamansız coşar
Kimi düşünmek isterim karanlıklarda
Ve niçin ağlıyorum ara sokaklarda
Güneydoğu rüzgarlarını neden severim
Dinlerken yalnızlığını şehirlerin
Yanlış mıydım girerken yüreğine
Yanıldım mı gelirken kendi evim gibi
Hiçbir mısranın sonunu bile getiremezken
Nasılda uçtun, korkarım derken
Sevdanın üstünde kara bulutlar
Yağdırır hüznü şehrin tüm güzelliklerine
Yok olur yemyeşil şehirler, döner taştan heykellere
Susuz kalır tüm güzellikler,umutlarda
Damlar şehrin üstüne bir çiğ tanesi misali hayatlar
Çocukken başkaydım ben
Başkaydı hayallerim
Çiçekleri severdim
oyuncakları severdim
Heyyy...! O günler hey...!
Zamanlar ayaklarımın altına düştü;ölgün
Vakit geçmiyor sensiz kışla köşelerinde
Ela gözlerini düşünüyorum, üzgün
Sanki doğuvermiş gibisin kalbimin içine...
İçimde güney mevsimi gibi sıcaklığın var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!