Gece soğuk
Hüzün karası her yan,
Sadece iki kişiyi üşüten rüzgarlar icat etmiş üçüncü kişiler
ve bir kuş, minicik elleri ile camı tıklıyor
Pencere kenarında üşüyenlerin en güzeli
“Al beni”, “al içeri” diyor.
'açık kalmış bir köy çeşmesiyim
unutuluştan sonsuza akan'
A.
hiç said olmadım ben
yorgun falan olduğumu sanma,
ben hiç doğmadım ki,
İki elif miktarı uzat acılarımı,
Ne gelirse senden boynum kıldan ince,
Madem ki seni sevmek, çile çekmek,
Beni anlamanızı beklemiyorum,
Bana anlam eklemenizi diliyorum.
Ellerim yetişmez bilirim,
Gözlerim ufuklarda tıkanır,
Yasaklarla örülü her yanım,
Ürkek kalbim dayanmaz yokluğuna,
Öylem muhtacım ki sıcaklığına.
Yusuf kuyuda gerek,
Yolcu yolunda,
Hüzün mü'minde güzel,
Dua gecede özel,
Sessiz bir devrimin habercisidir
Duaya gözyaşından kanatlar takmak,
Yurdumun kadınlarını,
Torbalı'da patates sökerken,
Sulusaray'da çapa yaparken,
Bozkır'da fidan dikerken,
Adana'da pamuk toplarken,
Giresun'da fındık toplarken,
sana aşktan soracaklar,
deki: o bir bilgeliktir
el değmemiş hüzünler bohçaladım azığına,
Bu vasiyeti yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum. Muhammed Dürre'nin okul yolunda terör devleti israil askerleri tarafından haince öldürülmesinden sonra, korkup okuldan almıştı annem beni, o günden beri hiç birşey yazmadım. Oysa okula gitmeyi, okuyup pilot olmayı o kadar çok istiyordumki! .. Okulu bıraktıktan ve göğümüzü annemin 'duman yada sis' dediği karabulutların kaplamasından sonra, sen büyüyünce ne olacaksın diyenlere 'ben büyümeyeceğimki' diyorum.
Annem birinci intifadada ayaklarını ve gözlerini kaybetmiş. Büyük abim Abdullah’ın cesedi başında ağıtlar yakarken, bir kurşun da onun ayağına sıkmışlar, şimdi evden dışarı çıkamıyor ve hep ağlıyor. Abdullah abimden çok; daha onsekiz yaşında şehit olan Raşit abime ağlıyor… gizli gizli ağlıyor… içten içe ağlıyor… arasıra topluyor kendini ve gözlerini semaya dikip 'Mescid-i Aksa için feda olsun yavrum' diyor. Babamı ben hiç görmedim, hapiste miymiş neymiş. Bir gece ansızın alıp götürmüşler… şu Filistin’den daha küçük olan hapishaneler varmış, babam orda yatarmış.
Annemle ikimiz kaldığımızdan beri annem benimle çok ilgileniyor, yanından ayırmak istemiyor, Hanzalam deyip, durup durup tekrar sarılıyor. Komşu teyzelerle konuşurken duydum, 'o benim son parçam, gencecik fidanım; ona da birşey olursa ben yaşayamam' diyordu.
saat epey geç oldu,
ü stelik dünden uykusuzum biliyorsun,
elimi masaya uzatamayacak kadar yorgunum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!