Şairlerimizin Örgütlenmesinde Dikkat edilecek Temel Esaslar
Değerli şair dostlarım, birinci yazımda şairlerimizin neden örgütlenmesi gerektiği hakkında düşüncelerimi yazıp sizlerle paylaşmaya çalışmıştım.Aynı zamanda,bu konuda fikir ve düşünce üreten arkadaşlarımın,fikir ve önerilerini de istiyorum diye,yazmıştım.Bu meyan da çok sayıda değerli şair dostlarımdan aldığım destekle,sorulan sorulara cevap teşkil etmesi açısından,kısa bir açıklama daha yapma zarureti doğmuştur.
Değerli arkadaşlarım,içinde yaşadığımız ortamın genel yapısını hep birlikte biliyoruz.Bu nedenle; bizlerin beyinsel ürettiğimiz şiirlerin  günümüz koşullarında, istenilen düzeyde olmayışının sorgulamasını yaptığımızda,bunun iki temel faktörünün olduğu ortaya çıkmaktadır.Bunlardan birisi, belki de bizlerin iyi eserler sunamıyoruz anlayışı,diğeri de sunmak istediğimiz eserlerin,insanlarımızla paylaşılmasında bir sıkıntının var olmasıdır.Bu sıkıntının her ikisi de var sayım olarak gerçek olsa bile,üçüncü sıkıntı var ki,oda bizlerin dayanak ve desteğimizin olmayışıdır.İşte bu dayanak ve desteğin var etmekte, bizim kendi elimizde olduğunu bilmemizden geçmektedir.
Şimdi; bizler ilkeli olarak bu girişimi başlatırken,nelerin yapılması gerektiğini kısa bir anlatımla, sizlerle paylaşmak istiyorum.
A-Kuruluşumuz Amacı:
1-Türkiye Şairler Birliği Kültür ve Dayanışma Derneği oluşumunu sağlamak.
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...



