Bilmezsin heceden, aruz, vezinden
Üstelik anlamaz, kimse sözünden
Herkes şair oldu, senin yüzünden
Tarzında yetersiz, az oğlu azsın
Bırak da; şiiri, şairler yazsın.
Kel başa takmışsın, siyah sırmalar
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Eşkali belirsiz şiir katili
Uyağı öldürmüş, redif kalmış dul
Yaşanmamış aşka yakmış fitili
Mangalı üflerken bırakmaz hiç kül
Hep sabit ayakla başlar yarışa
Bir nefes duraksız, gelir varışa
Klasik bentleri denktir karışa
Uzatır uzatır satırlar düz yol
Doğmamış umuda koşmuş kalemi
‘’Şairim ‘’ diyerek, gezmiş alemi
Kurduğu imgeler almamış demi
Bestesi de hazır notası fa, sol
Kıtalar karışmış geçirir cinnet
Ölçüye kurala eylemez minnet
Vezin kalıbını görmez gözü net
Bir şeyler karalar bilmez ki usul
‘’Onsuz yaşayamam’’ diye ağlıyor
Bedduası yaman coşup çağlıyor
Nakarat yaparak sonra yağlıyor
Nağmeyi gönderir eksik kalmış pul
Mektuba benziyor yazım terimi
Cümlenin sonuna, koymaz hiç imi
Övgüler alınca parlıyor simi
Bu kadar ödülü taşımaz bavul
Satirik yapmaya çıkar voltaya
Drama çevirir girer ortaya
Hicveder Kafkasi takar oltaya
Verdiği yem belli, sazanlar meçhul
Kafkasi
Sizin yazınız.
'Tesadüfen benim şairlşer yazsın şiirime nazireye benzer bir şiir kaleme almışsın. sevinsem mi, üzülsem mi bilemedim. Hemen hemen aynı başlık ve aynı ayakla benim şiirimden de alıntılar yaparak yazdığınız şiiriniz doğrusu hoşuma gitmedi. tarafımdan etkilenmek benim için elbette övünülecek bir durum. Ancak kaş yaparken göz çıkarmak gibi bir durum hasıl olmuş düşüncesindeyim. Emeğinizi bin saygıyla, ancak taklidnizi esefle karşıladım. Tabi bunlar usta bir şaire hitabımdır. Amatör olsanız hiç diyeceğim olmazdı. Selam ve saygılarla durumun tarafınızca gaale alınarak düzeltilmesini arzederim.'
Necati Ocakcı
Sayın Ocakçı, benim yazdığım sizin bahse konu ettiğiniz şiiri ben zaten sizin adınızı zikrederek şiirin altına da not düşmüş, şiirinizden esinlenerek yazdığımı belirtmekteyim. Yazarken de sizin şiirinizi karşıma koyup kelimeleri yer değiştirerek de yazmış değilim burada ki “ayak” hoşuma gitti için yazdığımı belirtmek istiyor hatta o gün adınızı zikrederek sizin şiirinize de atıfta bulunarak bir radyo programında da okunduğunu hatırlıyorum.
Siz buna taklit derseniz o sizin görüşünüz olur ki buna da saygı duyarım. Bende birçok şairde okuduğu, dinlediği şiir olur, türkü olur hatta bu bir söz olur bundan esinlenerek şiir yazabilir. Yeter ki erdemli davranıp nereden esinlendiğini (etkilendiğini) altına yazsın.
Ben olsam esin kaynağı olduğum için bundan sizin deyiminizle 'üzülmez sevinirdim' gurur duyardım.
Selam ve saygılarımla.
Şevki KAYATURAN
BUDA BENİM YAZDIĞIM ŞİİR.
Anlamazsın; hece, aruz, vezinden
İşi bilen zaten gitmez izinden
Anlaşılmaz, yazdığından sözünden
Birikimin yoktur; eksiksin, azsın
Bırak da şiiri, şairler yazsın.
Yazmışsın bir şeyler, ayak bellisiz
Olmamış bak yine, uyak belirsiz
Döverler söz ile dayak belirsiz
Yolarlar tüylerin; tavuksun, kazsın
Bırak da şiiri, şairler yazsın.
Kitap çıkarmakla şair olunmaz
Okumadan hiç mesafe alınmaz
Aşırmayla, devşirmeyle kalınmaz
Çalacağım amma, teli yok sazsın
Bırak da şiiri, şairler yazsın.
Arif Nihat Asya “Bayrak”ı dikti
“İstiklal Marşı”nı yazan Ârif’ti
Necip Fazıl üstad “Çile”yle gitti
Nötrü olmayan, tek telli fazsın
Bırak da şiiri, şairler yazsın.
Lirik, epik, dram, türünü öğren
Önce öz Türkçeni, dilini öğren
Noktanın, virgülün yerini öğren
Çatıda tepede, kurulu bazsın
Bırak da şiiri, şairler yazsın.
Veysel gibi çalıp söyleyebilsen
Sen kara toprağı sadık yar görsen
Dünyada paranla devranda sürsen
Tipi boran bilmez; baharsın, yazsın
Bırak da şiiri, şairler yazsın.
Kayaturan; Ruhsati’yi anmadan
Kor ateşte sevdalanıp yanmadan
Yanan bu yüreğim suya kanmadan
Oğul arısında; peteksin, balsın
Bırak da şiiri, şairler yazsın.
(28.05.2010 Saat: 09.59)
Not: Bu şiiri Antolojide okuduğum Necati Ocakçı üstadın yazmış olduğu “ Şairler Yazsın “ şiirinden esinlenerek kaleme aldım.
Bu şiirinizi bu akşamki radyo yayınında yorumladım Üstadım. Yüreğinize sağlık. Tam puanımla kutlarım.
Ben de bir şiir yazmıştım muhtevası aynı. Aşağıda sunuyorum.
SEN SUS, KALEMİN ANLATSIN
Şairim! Gölgenden kurtul
Unutma, kârsız mezatsın
Hassas gönüllerde tartıl
……Bırak felek ele satsın
……Sen sus, kalemin anlatsın
İmgeni düşle karıştır
Hicvini dertle barıştır
Kastı maksuda kavuştur
……Bırak diken güle batsın
……Sen sus, kalemin anlatsın
Serbest, hece akıp gitsin
Sineye mıh çakıp gitsin
Mah cemâli yakıp gitsin
……Bırak şâda çile katsın
……Sen sus, kalemin anlatsın
Alazda yağdırma karı
Ayazda parlatma harı
Dizelerde yârin zârı
……Bırak hüznü sele atsın
……Sen sus, kalemin anlatsın
Gir meşveret kapısından
Feyizlen pak yapısından
Hisseni kap tapusundan
……Bırak âlem dile çatsın
……Sen sus, kalemin anlatsın
Mücella Pakdemir
İşte bu! ilk defa bir şiir ekledim antolojime. Şair eskilermiş, yaşayanlarda şairimsi çok, haliyle de şiir yok. Tebrikler üstat, belleğine sağlık.
Hecenin Müstesna uştası Değerli dostum Aziz kardeşim. Sensiz ne şiirin ve ne de antolojinin tadı yok.
Sayfanızda yeni bir şiirinizi aradım. Bulamayınca da bu en eski tarihli şiirinizi okudum. Harika bir şiir di. Tebrikler ve + ant.
Selam, sevgi ve saygılarımla Çok özlediğimizi bilmeni istiyorum.. Rabbim sağlık, sıhhat ve afiyetler versin. En kısa zamanda aramızda görmek umuduuyla Canım kardeşim...
Seyfeddin Karahocagil
tebrikler şair
harika bir taşlama olmuş.
Dost
Biz de o delikalı gibiydik bir farkla (kibirli deyildik.Şiir yazmaya çalışıyoruz derdik).....bilmem ki...onlarıda güçendirmeden söylesek daha iyi olmaz mı acaba
Şiir olarak harika örneklerin harika......ha isim belirtilmemiş o güzel
Yaşar Akbaş
Sevgili Dost;
Mana da, kelam da yerli yerinde...
Doğru söylüyorsunuz, şiiri şairler yazsın.
sizi kutluyorum.
Selam ve saygılar.
Nafi Çelik
Biraz ağır bir taş olmuş anlayana! ama şiir adına,güzel Türkçe'miz adına alkışlıyorum şiirinizi yazan yüreğinizi.Saygılar......
Bu şiir ile ilgili 32 tane yorum bulunmakta