Şairler Yalnız Yaşadıklarını Yazar

Mehmet Ekici (taha)
168

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Şairler Yalnız Yaşadıklarını Yazar

Şimdi susuyorum.
Ömründe hiç konuşmamış
bir çocuk suskunluğu.
Korkuyorum.
Bir gün çözülürse dilimin düğümü.
Hangi bent tutar bu seli.
Bu kızgın lavlar nereye kadar akar.
Şimdi susuyorum.
Benzim kül rengi.

Hatasının cevrini çeken insanlar gibi sessizim.
Sessizlik aslında kimsesizliktir.
Sessizim.
O halde kimsesizim.
Sen yoksun ateşin var.
Sen yoksun sızın var.
Gece diyorsam sensin.
Ateş diyorsam sızı diyorsam sen.
Ama sen bilmiyorsun.

Şehir bana küs.
Derttaşım yok.
Sen yoksun ya.
Haberin var mı ki
Sana adadığım
Bir ömrü yaşıyorum
Uzakta duran bir yıldız gibi
Samanyolu’nun neresinden bakarsan bak
Nereye kaçarsan kaç
Kaç.
Gece içine alınca beni,
Vallahi bulurum seni.
duyarım belli belirsiz.
Her seferinde söz verirsin,
her seferinde cayarsın.
İkilemlerin beni oyalar durur.
Hüzünlü bir ezgi takılsa kulaklarıma.
Ağlarım.
‘Ne kadar duygusal’ derler.
Ne bilsinler
her ezgide seni bulduğumu.
Her ezgide seni kaybettiğimi.

Ardıma baka baka ayrıldığım
o kente
bir de aşk bırakmıştım.
O aşk kentin orta yerinde yetim mi kaldı?
Ben kayıplar kentinin demirbaşıyken
Sen meçhul.
Senin aşkın hangi şarkıda gizli.

Saat yok yanımda.
Gece ne kadar uzadı bilmiyorum.
Gecenin hangi rengi hakim ondan haberim yok.
Bu saatte İstanbul’a yaslansam
korkarım devrilir bu koca şehir.
Sırtımı İstanbul’a dönüp gitmeyi sen öğretmiştin ya
İçimdeki türlü divaneliklerimi de gün yüzüne çıkarıp
azat etmeyi şehrin bilemediğim mekanlarında.
Bu şehri bir hamal gibi taşımak benim işim.
Benim işim,
sensizlik şehrini gözümü kırpmadan
terk etmek.

Kaç yaş yaşlandım sensiz
Kaç gömlek eskittim.
Ya da beni ne kadar eskittiler yıllar.
Yaşlanmanın alameti değil mi
ağaran saçlarım?
Sahi neden ak düşer saçlara.
Çile?
Gam?
Hüzün?
Zaman?
Neye sayarsan say.

Ve sensizken geceler boyu yazdım.
Yazdım.
Kendimi yazdım dediğimde
aslında yazdığım sendin.
Sen’i ne kadar iyi yazıyordum.
Yazıyor muydum ben,
Yaşıyor muydum,
yaşlanıyor muydum?

Hayatım süslü saksılarda büyüyen
çiçekler kadar yalnız.
Oysa sana dair tüm gökyüzü kanıyor.
Hayata küsme sakın derdin.
Ya küstürülse diye sorduğum
Seni kaybetmenin korkusuydu.
Anlamıyordun

Geceye yaslanıyorum yalnız kaldığımda.
Gece bana hiç küsmüyor biliyor musun?
Biliyor musun,
şimdilerde neden içli türküler yazılmıyor?
Ummanları kucaklayan bir vefa vardı yanımda.
Bir başıma kalacak adam mıydım ben?
Upuzun yolculuklara tek başıma çıkmaya
cesaretim var mıydı?
Aklımdan çıkarırım demiştim.
Dedikçe daha da pekiştin yollarıma.
Her daim belli belirsiz doğdun gecelerime.
On küsur yıldan sonra bile.

Bazen bir hayal olduğunu savunurum.
Hayal.
Koca bir hayal.
Seni rüzgarlarla bulduğum o günlerde
neden ki yağmurlarla gittin.
Rüzgarlarla gelen
hep yağmurlarla mı gider?
Bu benim kaderim mi?
Şimdi her yağmur tanesinde
seni anıyorum.
Bu nasıl bir ıstırap biliyor musun?
Bana bunları da yaşattın ya
hayatımın orta yerinde.
Helal olsun sana!

Yine bir aşk şarkısı mı
kalemimden dökülecek.
Hayır
kalemim küstü aşk şarkılarına.
Bunun sebebi sensin.
Gecelere iç dökmeye nasıl kıydın sen?
Bağırsam
sesim ulaşır mı sana?
Kalemimi neden bu kadar keskinlettin?
Bu patlamaya hazır bombayla
benim ne işim var?
Allah’tan kork!

Bakışların takılıyor yüzüme,
sesini duyar gibi oluyorum arada.
Sadece sönük bir ‘ah’ çıkıyor
dudaklarımdan günyüzüne.
Bir halının motiflerine dalıyorum saatlerce.
Ya da anlamsız bakışlarım.
Sonra
Sen uçuyorsun gözlerimin önünde.
Kendi kendime kahrediyorum.
Yalnız başına bir balığın
okyanusta işi ne olabilir?
Bir kum tanesiyim.
Sahilde ne kıymeti var kum tanesinin.
Geceleri
neden insanların uyumasını beklerim
uykuya dalmadan.

Şehrin sokak lambalarında
gizin vardır diyerek
geceleri yalnız başıma
saçların kadar uzun yollardan yürüyorum.
Önüme çıkana seni sormak istiyorum.
Mecnun demelerinden korkmuyorum.
Kendimden utanıyorum.
Rivayetleri bir kalemde silip
izine rastlar mıyım diye
avuntumdan geriye kaç yıl geçmiş
ve yaşlanmışım.
Bazen böyle dalıp gidiyorum
yıllar öncesine.
Sırf sana ulaşmak için yeniden.
Sonra,
sonrası geç – git.
Hiç yani?
Ya sen?

Sana dair yazdığım
her şiiri tekrar tekrar okuyorum.
Her okuduğumda
yanımda oluyorsun.
Avunuyorum.
Ölümü meçhul her fani gibi.
Aşktan konuşanların yanında
suspus oluyorum.
Konuşmuyorum.
Beni hiç aşık olmamış sansınlar istiyorum.
Sana dair olan aşk hislerim
günyüzüne doğmadan ölüyor
her seferinde.

Parmaklarımın arasında
Hüznü
bir sarma cigara ile tüllendiren
gözleri ufka dalmış bir adamım artık.
Anam saçlarımı siyah üzüme benzetirdi.
Siyah üzüm gibi saçlarım aklaşalı
çok oldu anne.

Hayıflandığımda
şiirlerimi okuyorum.
Hikayelerimi.
Herkes uykudayken bir başıma
sesli düşünmeyi.
Gecelere iç dökmeyi.
En hafif tonda müzik dinlemeyi seviyorum
Kalemim bana küsmek üzere.
Hayatla olan bağım koptu kopacak.
Bu bir imtihan.
Kaybetmemek için kayboluyorum
hayatın kaypak kollarında.

Biliyor musun?
Şairler yalnız yaşadıklarını yazar.

Şubat 2003, Aksaray

Mehmet Ekici (taha)
Kayıt Tarihi : 8.9.2005 20:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Ekici (taha)