Mavi yüreğini siyahın derinliklerine gizledi,
titrek yürekli bir kuş.
Kanatlarının altına tünemiş bir şiir fark etti,
Mısralarını yüreğine örttü.
-Teleğini yüreğime banabilir miyim, dedi şairi,
Şakıdı titrek yürekli kuş,
Hüzzam makamla,
Hiç susmaksızın…
-Küçücüğüm,
galiba benden başka kimseler yok gökyüzümde.
Kolum kanadımda prangalar.
Ötüşlerim içime,
dışımda bir harman yığını,
doygunluk ötesi bıkkınlık.
Ben kendime yetenim,
Bir çift kanadım var.
Kanatlarım yorgun.
Yoğun yaşamışlığımdan.
İki karış havada aklımla
pike çekmişim körpe yüreğimle
hayata.
İşte o an ilk sızıntısını vermiş aklım,
sızısı olmuş yüreğimin.
Olsun.
Kendime sarılsam da,
ısıtmıyor, üşütüyor hayat beni
an be an.
İşte o an hayat oluyor,
kimine karın doyurmak,
kimine bir yudum su.
Kanatlarımla sarsam da yaramı,
tuz akıtıyor, gözlerimdeki yaşlar umuduma.
Belli, belirsiz bir ışığa tutunuyorken umut,
boş durmayı reddediyor yüreğim.
Geceler uzun, düşler kısa.
İnadına, dalmasam da düşlere,
bir düş görüyorum içimin gecesinde.
Karanlığımı fark eden bir aydınlık olsa yüreğimin telvesinde.
Şarkılar söylense, dışımdan içime.
Soyunduğum ne varsa,
giydirseler üzerime.
Sarılsalar,
teleğimdeki anlama.
Vurulsam.
Şimdiye dek vurulmadığımca.
Adı, aşk olmasa da olur.
Olsun da, içimdeki aşk daim.
(Gök) yüzüm iki karış.
Büyük küçüldükçe, küçük büyüdükçe
korkuyorum evrenin kara deliğinden.
Uçmasını bilmeyen can pare yavrum,
uçmasını öğretmeye telaşlı iken bana,
büyütüyorum içimdeki akıl bakiyesi kaygımı.
Varlıkla yokluk arasında papatya falındayım.
Hangi tuş ile rötuş olur ki ruhum?
D’okunmuyor içime düşmüş hiçbir dizgi.
Dizginleyemediğim gece dolusu içimin gürültüsü.
İnsan dediğim hemcinslerimin görüntüsü.
Örüntüsü yazgımın hamalı olmuş yüreğimin.
Seni taşırım da kendimi taşıyamıyorum ey şair,
kervan geçmez kalabalığımda.
Korkma, sen yaz beni.
Bir yığın yalan da senden armağanı olsun hayatın.
Malum, geriye düşen gözün izleği,
an’a getirebildiği yâd etmektir anca maziyi,
anla.
Anla,
içimde çokluk besledim de,
büyütemedim riyayı.
Sakladım, tüm her şeyi eğreti nice giz ile.
Okuduğumca konuşurum kendimle,
her şeyin değişip,
bir benim değişmeyeceğimi.
Ben konuşmalıyım,
ama sen yaz,
korkma.
Suskumdaki tüm devrik cümleler,
evirilsin de sana söz, mısra olsun.
Gel, tut ellerimden.
Suskuyu takalım gözlerimize.
İnsanlığımızdan üryan,
insanı okuyalım seninle.
Ben konuşayım,
hiç susmaksızın suskudan mürekkep söz ile.
Sen yaz -korkma - gel.
Sus artık ey şair !...
Dedi, titrek yürekli kuş.
*
-Ben hiç konuşmadım ki, seni içime yazdığımca…
dedi şair.
Kayıt Tarihi : 15.12.2022 17:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!