Beni asmadan önce mavi gökyüzünü anlatın
O maviliklerde uçan kuşları anlatın,
süt beyazı bulutları ve rengârenk uçurtmaları...
Maviliklerde uçmayı öğretin bana
ardından yağmur gibi onurlu ölmeyi...
Nasılsa şiirlerimi asamazsınız,
kalemimi, defterimi, kimliğimi, çocukluğumu...
Dilerim hırpalamazsınız benden geriye kalanları
Adı belli bir şehirde doğmuşum,
şimdi adı saklı bir şehirde ölüyorum, ötesi yalan
Mürekkebin kokusu ciğerlerime sinmiş
Yılların ağları bileklerime örümceklenmiş
İlk kalem tutuşumu unutmuşum, iki büklüm civanım
Anneme söyleyin dert etmesin
yeniden doğursun, tekrardan büyütsün beni
Biraz daha konuşursam yüreğime inecek dilim
Kaldığımız yerden ağlayalım hâlimize
Kafka’dan gördüm şekil değiştirerek yaşamayı
Orhan Veli’den öğrendim ansızın ceketsiz ölmeyi
Şiirlerim mezarıma taşıyacağım esmer bir yüktür
Hayatın sorgusu boynuma ilmiklenen sevdalı bir hüküm işte!
Bir pazar sabahı başucumdaydı sevinçlerim
ve masmaviydi gözyüzüne sığınan hayallerim
ve yine masmaviydi göğüs kafesime koşan haşarı çocuklar
Artık zaman ruhumun bataklığında
senelerce süren bir yorgunluk
Nerede kalmışsam oradan ağlayayım hâlime
Doğumla ölüm arası topu topu bir et parçası
Sahi ne kadardı yaşamım, kaç kilometreydi,
yüz ölçümüm ne kadardı?
Bu zamana kadar kaç litre gözyaşı döktüm?
Sevdamın dini neydi, ruhumun yönetim şekli neydi?
Beni asmadan önce mavi gökyüzünü anlatın
Son kez de olsa anlatın sonra dilerseniz
leşimi dipsiz kuyulara atın!
Doğum da, ölüm de, sevinç de, acı da
insanı var eden sancılardır
Hükümüm kalem tutmakla, infazım şiirlerimle yazıldı
Sakın unutma sevdiğim yaprakları olmayan tek ağaç vardır
o da bedenin sallandığı daracağıdır!
Kayıt Tarihi : 24.5.2024 14:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!