Şairin gördüğü çiçeğin ardındakidir
Gülün renginden öte
Nergisin gözleri
Leylaktaki soyut ileti
Gecenin nihai hakimiyetine girmişken gökyüzü
Anlık titremelerle insan neler hayal eder
Siyahi bir gölgenin haşmetinde beliren simalar
Sual eder her bir duadaki ikram
Şairin gözleri ardını görür yansımanın
Bir ışık oyunudur yaşam
Işık yok oyun yok
Işık yok şiir yok
Gölgem düştü önüme
Aydınlığım lekelendi
Issız bir köşesinde hayatın
Geçmişten tekerlemelerle
Ruh ötelendi
Şimdi saat işaretsiz tiktaklarıyla yalvarmakta zamana
Öyleyse mısralara hünkar olma hevesiyle yanmak ne ola ki
Bir adımlık dünyaya güzel sözler derlemek mi
Geçici muratların aşkını dizelemek mi
Şair gözlerinde yaşatır mutluluğu ve hüznü
Aslında yok olana kafiyeler sıralar
Bentlerin ardına sığınmıştır yaşam
Gölgesi olmayan insan varlığından bihaberdir
Gölge hayatın aynasını sırına işlemiş
Heybetli dünyeviliklerle behemehal karanlık
Sanki gölgemde ben yoğum
Kendimce elendim
Hayırsız dakikalar
Yakaladı mı nefsinden bırakmayı bilmez
Rengi yok kokusu yok şeffaf gölgeler
Bazen bir kadın bazen mey bazen meyhanesi dünyanın
Kirli ellerimi temizleyemezler
Öteden beri gamın da neşenin de sultanını görmüşüm
Bir çizgi arkasında zamanın kafesini iplik iplik örmüşüm
Ki dantellerine yapışan sürekli kemirgenleriyle
Bedelsiz anların şairiyim
Beden pek de muhtaçtır hikmetin ilhamına
Verin de dilleneyim
Verin de dilleneyim
İmge fukarası beynime fikirler üreten
Aşkı da kaybettim tüm
Beter bir şimşeğin ödünç aydınlığında yıkanan
Arzulu gözlerinde ateşler besteleyen süsçüyüm
Kırarım tüm camlarını duygu yoksunlarının
Dilencilerin beter yalvarmalarında
Resmini kaybetmiş bir fukara
Örtümü verin
Örtümü verin
Gözyaşlarım hünersiz yaşamamın neticesi
Hayli karanlık hayli dokunaklı
Zaman dedim de menzilimi şaşırdım
Uzaklardan bir zavallı bakış
Öbür yanda hislerin yolculuktaki sesi
Belirsiz kaidelerin uyarlandığı mısra
Uyaksız şiirlerde yankılanan seda
İçten yakarış
Bir şarkı mırıldanan
Bir dua eski çağlardan
Dervişlerin nefesi
Rüyada akış
Gözyaşlarım hazin bir ömrün hikayesi
İterim aya ve güneşin ışığında yıkarım
Tahtsız bir kral tacı neylesin
Ben rüyaları kadar bile olamayan bir garip şairim
Sadece bir şair
Eylül 2009
İrfan KarapınarKayıt Tarihi : 23.10.2009 22:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İrfan Karapınar](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/10/23/sairin-gozyaslari-9.jpg)
tebeşir tozlu kalem tutan ellerinden öperim..
dilek dilemek bedava degilmi...
annelerin evlatlarına dilediklerini üstadıma dilerim...
işte bir şair en çok da bu vakitlerde gözyaşını finallere akıtır...
zamansızlığın an olduğu dünlerde...
kutladım...
Tahtsız bir kral tacı neylesin
Ben rüyaları kadar bile olamayan bir garip şairim
Bizi mi anlattınız dizelerinizde, bizim iç sesimizi mi seslendirdiniz her kelimenizde ve bize mi seslendiniz durun düşünün diye.
Muhteşemdi dizeleriniz. Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize
Güzel ve anlam doluydu.
Saygılar.
TÜM YORUMLAR (22)