Sen misin bu gördüğüm, sen misin bu kördüğüm? Tanınmaz halde bıraktığın yüreğim, tanıyamadı seni bir anda bağışla, sana olan inancını alıp gittiğin gözlerim, inanamadı biran gördüğüne. Sen misin cidden? Bakmaya korktuğum, bakmayınca öldüğüm, hani hiç güldürmediğin, hani ağladıkça güldüğüm sen misin?
Nasıl gizledin saatlerin arasına asırlık özlemleri, bu kusurlu zamanlar yine senin eserin mi? Oysa bir bilsen sen yüzünü mısralara gömdüğünden beri, ne şair yalnızlıklar yaşadığımı, yüreğime soktuğun acıyı yüreğimi söküp atamadığımı, ne sözler verip tutamadığımı bir bilsen...
Hangi sabahın uykusunda unuttun yine düşlerimi, hangi hayale sakladın en imkansız gerçeği mi? Hani acını sevmesem, bir an düşünmeden tükürürüm yüzüne. Yalanlarını sevmesem, asla inanmam tek bir sözüne. Şiirlerim meftun sana, ellerim kırık, kalemim hiç olmadığı kadar ıslak yine.
Bak varlığın bile yetiyor kaybolmama, adın bile yetiyor isimsiz duygularıma... Gel, yıktığın yerde kalayım, baktığın yerde olayım, teslimiyetim tam sana, zaafım var işte, anlasana!
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta