Allah ve Şair
Dingin yükseklikler
meraklı güllerle doludur şimdiden
siz istediğiniz kadar bildiğinizi bilin
bildiğimiz bildirendir en yüksekte saf tutar sakin,sabırlı
aydınlık çehresine bakarken dağların
çok şey duydum çok şey o sükun anlarda
çünkü hayatı şiirleyenler
gördüğü,duyduğu her neyi anlasalar
çoğunlukla O'na dairdir
yüreğine el sürmüştür Allah
kendisini şiirleştirenin
karşılar çümlelerin ilahi sesi
bir annenin çığlığı gibi yürekten
bir babanın gözlerindeki feryat gibi en içten
şair olanın.
Odur O hala!
çiçeklendirir güneşi ve dağları
siz ey en inananlar
ve neredeyse puslu gözlerin eskisinden bakanken
güneş soğudu,bereket topraklardan gitti
evet herkes her şey
eskisi gibidir hala!
doğar ve olgunlaşır yeryüzündeki tüm canlılar
genede hiç biri hiç bir şey anlamaz
keşke bilinse artık O'nların ölümsüz olduklarını
her hangi birisi değildi şair
onlar Allah'ın dilidir
onlar duyandır
onlar görendir
tıpkı yüreğine elini süren O ilahi güç gibi
hep böyle kıyıları soğuk muydu buraların?
O dostluktu ki sıcak denizler
her gördüğümüz şey tanıdık gözüküyor gözümüze
çabucak gelip geçen
seslerdi sadece
sanki dostlardan gelir gözüküyor
O
açık koyakları almış
güzelce aydınlanmış yeşilliklerini gönderdi onlara
bahçeler barışmış gördüler
ağaçlar dallanmış ve budaklanmış
ve O ses dedi ki onlara:
''huzura tok isen sadece ve sadece bir serçe sesi bile doyurur ruhunu''
O'nun dilinde yaşayanlar sadakatten geri durabilir miydi?
O'nun yüreğine girenler ki kutsal bir barışın kuşağından başka ne olabalirdi?
gene de yarın yada gelecekte
gidip seyrettiğimizde dışarıdaki o hayat dolu tarlayı
altın sarısı başaklarına şaşırıp kalacağımız aşikardır
çünkü O'dur O hala
güneşi doğurup,ay'ı aydınlatan
umutlarımız hep O'nun üzerine değil miydi?
ve O
sevilen yürek
O ki
Allah'ın dili
O ki elgince bir umuda bakan!
çok şey anlatmadı
Babasına dair
anlattığı kadarında
uzun süre sustum
çünkü bazı yaralar çok farklıdır tesellisi sadece O'ndan gelir
ayrı isimlerden olup aynı bilindik acılardan değildir bu yaralar
farklıdır baba herkesten
farklıdır anne apayrıdır
bir daha asla aynı acıyı yaşatamaz bir başkası
ki onlar gezgin zamanındadırlar şu an
yukarıda ve en yükseklerde
tazeler kendisini ve hüküm sürer dağların en üstünde
kimbilir belki sen her yazmaya başladığında
ruhuna sarılıp,saçını okşadığı alnını öptüğü andı!
ne dediniz!
yüceleri mi adlandırayım?
haşa yakışık almayanı sevmez O
görünmeyen tasaları ve bunun gibi
ister istemez taşlaştırılmış tasaları
ancak bir şair'in ruhu taşır...
Kayıt Tarihi : 14.12.2012 10:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!