O gün ki ruhunu tabloma üfledi Ressam,
Neme lazım, ana karnından çıksam çıkmasam.
Soğuk ile evlenmiş her durakta,
Birer birer
Biner gibi
Yapar her çanta.
Sığar mı hiç alınmak istenenler
O
Gözlerim apaçık kapalı, evet- tanıyorum burayı.
Yabancı değil aşkın ringi.
Göğsümü tekmeleyen yumruklayan da ne?
Saat olsa keşke yirmi dört yerine kırk sekiz çizgi.
Dudaktan dökülen gülümseme...
Sanki vakıf geleceğe.
Neden gülümser kara karga?
Yaprak uykulu
Rüzgar yok.
Mümkün mü içimdeki dalga?
(Tekrar Tekrar
Küf kaplı kırmızı kapaktan
Geçiş yok köhne odalara.
Yanan aba, iz bırakmadan
Adım atamazmış eğri borulara.
Yeni bir sahibe ihtimaline dahi inanmamaları
Gösterir ki;
Konmasını ister önüne her daim, kap yaş mamaları.
Eski dolaplardan kurtulmalıyız,
Oturma odasını çevreleyen.
O dolaplar;
Nice tozlu hatıra defterini hapseder, kilit vurur,
Nice kırık hayali, uykusuz başı
Ve
Saat ormanında koşar adımken yirmi ikisine,
Torbana doldur takvim yaprağı, tanesi tanesine.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!