Bir otobüs garında
kaybolmuş yolcudur şiir
ve çocuktur şair
kaybetmemek için
yolunu
yolcusunu
Hey aşk!
İnsanların tıka basa doldurduğu
o karanlık odayı ve duvarı
sevdalı çığlıklarla aydınlatıp
ayrılıkla kapamak zorunda mısın?
Odanın aydınlanıp
soru 1:
kuş tüyü hafifliğinde acılar var mıdır? /
varsa katlanılır mıdır? /
tonlarcasından da bazen/
daha da mı ağırdır?
yoksa on kilo demir ve on kilo pamuk hesabı mıdır?
Büyük bir sır bu çocuk
Yalnız ölülerin bildiği
Ve dirilerden gizlediği
öyle büyüklerin bilmeni istemeyeceği fani bir sır da değil hani
avucun ve avcun kadar yüreğince büyük bir sır
ki ölüler, en sadık sırdaşıdır Tanrının,
inceden bir hüzün giydim;
duyar gibiyim
sesini annemin;
'üşüteceksin ince giyinme! '
iyiki bilmiyor inceldiğim yerde
kutup'üstü düştüm;
Gelişlerin, gideceğinin habercisi; med
Gidişlerinse, geleceğinin hayali; cezir
yürekteki derin denizi
deli ‘med-cezir’ eyledi
ayın çekim kuvveti…
Bundan mıdır içime vuran gümüşi renginde
Gideceğim dedi kendine
ıssız bi sokağın loş sarılığını çekip üstüne,
soğuk bir ahşap bankın isimlerle oyulmuş yaralı yüzündeki çizgilerinden
atarak kendini
ki;
bi adamın en uç’urum yan’ı
tüm bilyeleri yutulunca hayat oyununda
tuttu dünyayı misket eyleyip cebinde gizledi
ve çocuk
o soğuk
taşta yatarken boylu boyunca
kimseler bilmedi
tekerlendin
elma dersem çık armut dersem çıkma'lı oyunlarda
düşüverdin
gökten
mutlu sonla biten masallarda
yasaklandın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!