Şair şiirine açıklama yapmalı mı? (Berna ...

Aynur Uluç
498

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

M. Fuat “şair-şiir-okuyucu” adlı bir yazısında Kemal Özer’in bir şiirini yorumladıktan sonra şairin kendisine sormuş, onun yorumunu da veriyor. Şiir şu:

AĞIT

Annem mi bir kadın
Geciken bir kadın gece yatısına
Ölüm kendini göstereli babamın saçlarından

Tamamını Oku
  • Temel Kurt
    Temel Kurt 30.06.2006 - 11:07

    aynura katılmamak mümkün mü,yazdıkları öyle doğru ki.

    bu da benim nacizane görüşüm

    'Söz Uçar, Yazı Kalır...

    Boşverenlerimiz var. Ya da boşvereceklerimiz. Bir de hep doluya oynayanlar. Doluya oynayanlar durmadan bizim boş bıraktığımız alanları dolduruyorlar. Doğa boşluk tanımıyor tabi. Boşluklarımızı dolduranlar bizi durmadan kuşatmaya devam ediyorlar. Bir süre sonra ise, bir bakacağız, ki hiç hareket alanımız kalmamış. Düşündüklerimiz ise sadece pankartların üzerinde bir slogan olmanın ötesine geçememiş.'
    Haydar Suphi Aytunç

    Cevap Yaz
  • Aynur Özbek
    Aynur Özbek 30.06.2006 - 10:06

    Herkese merhaba:)

    Ben de yorum yapma hakkımı kullanabilirim değil mi :)

    Şiirler ve öyküleri

    Her şiirin bir öyküsü vardır elbette. Gizlide saklıda kalmış bir öyküsü. Amacımız güzel şiir okumaksa o öyküyü bilmek bizi okuyucu olarak niye ilgilendirsin ki.. İşin güzelliğinin tadını bırakıp, ne olmuş, nasıl olmuşun peşine düşmeyeceksek.

    “Popüler kültür” elinde bulunan her türlü malzemeyi kolayca tüketilip kenara atılan bir çöpe dönüştürürken “şiir”i bundan ayrı tutabilmek, koruyabilmek ne kadar mümkün?

    Yanıt şu:

    Teslim olmadığım kadar mümkün…

    Bir Kızılderili atasözü şöyle der: “Biz dünyayı atalarımızdan miras almadık, çocuklarımızdan ödünç aldık. ”

    Ben de bu yaklaşımla düşünüp diyorum ki; onlara da, benim tattığım güzellikleri tattırabilmek için korumalıyım değerlerimi.

    Hep birlikte, korumalıyız.

    :)

    Saygılarımla

    Aynur Özbek Uluç

    Cevap Yaz
  • Sevgili Özbek
    Sevgili Özbek 29.06.2006 - 22:44

    Şiir açıklanmalı mıdır yoksa açıklanmamlı mı diye bir tartışmanın olduğunu ilk kez duyuyorum.Bu konuda kendi bilgilerim ve kendi anlayış çerçevemde şunları söylemek isterim.

    Şiir, şairin kendi yaşadıkları, toplum içerisin de algıladıkları, olaylara bakış açısı, yaşanılan ve kendi üzerinde kendisini etkilediği ve onları yazma eylemine dönüştürdüğü gerçekle hayal gücünü harmanlayıp ortaya çıkardığı öznel bir kavramdır.

    Şair yazarken, salt kendi iç dünyasındakileri yazmaya çalışır. Okuyucuların hangi anlam çıkaracağını düşünemez, ki böyle bir şey söz konusu olamaz.Nasıl ki var olmadan düşünülemiyorsa çıkarılacak anlamıda düşünemez..Her okuyucu kendi anladığı ya da nasıl anlamak istiyorsa öyle anlar. ve şiirin yaratmış olduğu etkiyle yaşamaya çalışır.Genel de insan olarak aşağı yukarı aynı şeyler yaşandığı için, herkes kendinden bir şeyler bulur ya da bulmaya çalışır.

    Şiirin diğer bir özelliğide, kapalı olmasıdır ; apaçık yazıldığı zaman anlam kaybeder. Yani şiir sadece yazan kişinin iç dünyasından doğan bir fenomen olduğuna göre, okuyucuların yaşadıklarını düşünemez. ne kadar var olanları yazsa bile.Yani şair, yazdığı şiiri açıklayacaksa ne diye şiir deniliyor ya da niye böyle bir şey yapılıyor..O zaman sadece konuşulurdu.Şiiri diğer yazılardan ayıran bir özellikte kendi tablosu ve kendi renklerinin içeriğinde, kırmızının hangi renklerle karıştırılarak ortaya çıkması gibidir ki bilmek için uğraş gerekmektedir..

    Sayın *sinyali* arkadaşımızın dediği gibi **şiir zaten, içerideki bir eriyik madenin ham halidir ki; bu filizden nice değişik üretim yapılması mümkündür.*** BU anlamda yukarıda örnek verilen şiirde burda anlatılan anlamlardan bambaşka bir anlam çıkardım..

    Şiirde dikkat edilecek tek nokta bana göre, kulağa ve yüreğe hitap etmelidir.Şiir okunurken duygular olumlu veya olumsuz coşmalıdır, bunu başarabiliyorsak ne âlâ.......Teşekkür ederim.

    Bakî saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Samiha İkbal
    Samiha İkbal 29.06.2006 - 20:23

    Gecen Ağustos üstat Karakoç ve değerli şair dostlarla İznik kaymakamlığına ait kayıkhane de İznik gölüne nazır oturuyorduk.Üstata dönerek hoçam dedim gölü alıp içime sokasım geliyor ,gülümsedi.benimde calıp götüresim geliyor,dedi.Eğer üşenmeyip diğer şair arkadaşlarında nedüşündüklerini sorsa idim çok ilginç cevaplar alaçaktım herhalde...Şair,kelimeleri fikri doğrultusunda istediği gibi yerleştirir.Kalemin kuvvetli oluşu onun şiirinde yer alan kelimelerin karakterlerini mükemmel sergilemelerine yardımcı olur.Okuyucu ise kelimeleri alarak kendi yaşantısı sınırlarında anlam yükler.Şairi şair yapan okuyucudaki renklerdir...Sayın Bölük başına katılıyorum Caner Oçakada ''Rakı söylemi hariç''
    Şiirin yorumuyla öyküsü farklı birbirinden.Antoloji yetkilisinin bizden istediği şiirimizin cözülümü değil cıkış öyküsü sanırım...Sayın Nilgün Arasada katılmamak mümkün değil.

    Cevap Yaz
  • On İki
    On İki 29.06.2006 - 14:50

    Seni yanlış öpmüşler abi =) O masaya beni de ekle.Edip'in hemen kıyısına. =)

    Şiir anlaşılır şey değildir efendiler,anlasak yazmayı bırakırdık.Halen arıyoruz bir şeyleri ki yazıyoruz kıyısından köşesinden tutup acının,sevincin vs..

    Forumlarda görüyorum ki ,
    ömrümüz ayrılık toplamı =)

    Bana kimse şiirinin hikayesini anlatmasın,anlatılandan daha iyi bir hikaye bulurum şiirine,ondan sonra fırka yazmaya başlar.

    Cevap Yaz
  • On İki
    On İki 29.06.2006 - 13:33

    Şimdi antoloji.com'da bir hikaye kısmı başlatılmış,yazdığımız şiirin hikayesini buraya yazabiliyormuşuz.Bence bu güzel bir taşlama olmuş antoloji şairlerine.Yani şöyle ki 'Siz şiir yazamıyorsunuz madem,hikaye falan ekleyin de oradan kurtarın belki bir şeye benzer ' =))

    Örnek veriyorum muhtemel hikaye çeşitlemelerine ;

    'Bu şiirimde aşkı anlattım' =))
    'Bu şiirimde beni terk eden Necati'nin hayvanlıklarını anlattım sevgili şiirseverler ,(hayvan necati görürsün sen rezil edecem seni !! ') =)))
    'Bu şiirimde ne anlattım ,ne anlattım ha bu şiirimde sizi gidi pıtırcıklar' =)))


    Şeklinde sürüp gider.Özel isteği olanlara bu konuda ilham verebilirim =)))))

    Allah iyiliğini versin insanoğlu ...

    Cevap Yaz
  • Caner Ocak
    Caner Ocak 29.06.2006 - 13:20

    şiirin yorumuyla öyküsü birbirinden faklı kavramlardır.
    çünkü şiir çoğunlukla düşsel bir alan içerisinde oluşturulan kavramların bütünüdür ve düş alabildiğince genişleyen alan.hiç bir yorum bir şiiri kısıtlayamaz.

    yanı sıra öyküsü farklıdır.öyküden kasıtta bir dizedir belki valeryinin dediği gibi.

    ki şöyle de bir durum vardır:

    öykünün şiiri yazılır bazen.yani öykünün şiiri oluyor demek ki.

    kısacası şiirin öyküsü olur romanı olur denemesi olur?

    yanına bir de rakı açılırsa tam olur! ! ! :))

    şiire bir açıklama yapmasın şair,şiir açıklayabiliyorsa açıklasın açıklayamıyorsa ya da iz bırakamıyorsa zaten yazan şair değildir.yazılan da şiir değildir kale almaya gerek yok bu durumda.

    Cevap Yaz
  • On İki
    On İki 29.06.2006 - 13:08

    Şiirin hikayesi olur,ama şairde kalması daha makbule geçer.Yoksa şiir çok daralır,her okuyan anlaması gerektiğini anlarsa şiir şiirlikten çıkar.Roman olur,hikaye olur.Hikayesini çok ısrar edip soran arkadaşlarımız haricinde açıklamamak daha doğru olur şiirin.

    Şu da var,
    Sezai Karakoç'un hikayesini bildiğim için şiirleri daha bir anlamlı geliyor bana.Ama bir istisna.

    Sözüm o ki, ille de bir hikaye gerekiyorsa şiir zaten romanı da hikayeyi de ,kendi hikayesini de ,her şeyini kendi içeren bir türdür.

    Kılavuza ne hacet ?

    Cevap Yaz
  • Nisan Serap
    Nisan Serap 29.06.2006 - 00:39

    Nietzsche'nin bir sözü aklıma geldi 'Ölüm iyi birşey çünkü, bir defa geliyor!'

    Ve ben, şiirimi yazdığımda, öyküsünü de yazacak olsam... Roman yazardım!...

    Cevap Yaz
  • Aynur Özbek
    Aynur Özbek 28.06.2006 - 21:10

    :)

    Oğuzkan bey, kavramlara dair bir uyarı ile geldiğiniz için, bir mini açıklama gerekli oldu sanki:)

    Aslında haklısınız, kavramların iyice açılması önemli başlangıçta. Ancak bu sayfanın anlatmak istediği tek bir şey, var. Şairin kendi şiirine, sonradan yaptığı yorum( başlıkta da söylendiği gibi açıklama ) Şairin düşüncesini, duygusunu, (içinde biriktirdiklerini diyelim ya da özetle )aktarımını (yorumlayışını) zaten şiir içinde olan bölüm olarak anlıyorsak ( bir şarkıcının şarkıyı yorumlaması gibi, okurken ) zaten olması gereken bu. Ancak yazdıklarını dile döküp şiire ilaveten 'ben bu şiirde bunu anlattım. Şöyle şöyle oldu da, ben bunun üzerine böyle böyle yazdım ' demesi şeklinde olan yorumdan bahsediliyor bu sayfada.

    Bu da şiiirin öyküsünü anlatmak oluyor genelde. Öyle ya ; şiir yazılırken o öyküden yola çıkıldığına göre, şaire göre; anlattığı öykü, şiirin asıl kaynağı ve dolayısıyla yansıttığı şey olmuş olma ihtimali yüksek olabilir. O öykü onda kaldığında bence sorun da yok. Ama öykünün paylaşıldığı noktada artık o şiir , sadece o öyküyle kuşatılmış oluyor.

    Hayal gücünüzü kullanıp sizde yarattığı izdüşümü yakalamak zor, okur olarak şairce öyküsü verilmişse. Şunu anlatmaya çalıştım denilmişse. Ortada sizi en baştan yönergelendiren ve okuduğunuz şiirle özdeşleşmenize engel bir öykü olması durumunda neler olur şıkkkını düşünmeli.

    Benim şahsi düşüncem, şiirine güvenen bir şairin onu anlatmaya kalkmayacağı yolundadır. Hem şiiri yoluyla yeterince anlatamadığını kabul etmek olacağı için bu yaklaşım, hem de şiirinin anlamında diğer tüm seçenekleri baştan kaldırmaya hakkı olmadığını düşünmesi sebebi ile. Bir de bu durumda ,okuyucunun şiiri bırakıp sadece öyküyle ilgilenmesi ( ya da öyküyle daha fazla ilgilenmesi ) riski var ki ortada, öykü paylaşılması durumunda. Bu şık üzerine, henüz bu sayfaya yorum gelmedi.

    Sevgi ve saygılarımla

    Aynur Özbek Uluç

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta