- Mavi düşlü çocuk, sen büyüyünce Atatürk olacaksın! -
Mavi Ona ne de çok yaraşır,
Zaten onun için mavi ya gözleri.
Bunca haraza ortasında,
Tevekkül içinde dolaşır.
Can dostum Murat Aydın.
Gönül penceresini açtı da,
İçeriye temiz ezan girdi.
Kalbindeki taşı, O ilahi cerraha aldırdı da,
Kindarlık sancısı öldü.
Güneş-Ay doğar batar, şu âlemin üstünde,
Yaşadığını öğrenir canlı-cansız, başlar rolüne.
Her şey kendine seçilmiş biridir, kendinin taklidini yapar:
Yağmur taşı toprak eder, akarsu akar.
Anadır sevginin anası, baba boranda aba, çocuklar çocukluğu temsilde.
(Aynada kendinden çok annesine ve babasına bakar çocuk;
Sen sensiz beni hiç tanımıyorsun,
Ben seni bekleyen bayramım Çocuk.
Burulmuş dudağın bana küsmüş gülüşün,
Anıları bir başına taşıyamazsın Çocuk.
Senin saçlarının her telinde bir telaş,
Ben sevdiğim şarkıları, ezbere bilmem;
Çünkü onları, ne zaman dinlesem,
Hayallerime gelirsin, hep sen.
Dün yolda bana gülümsemişsin,
Ben gülümsemeyince gücenmişsin,
Benim ayrılıklara her kavuşmaklığımda,
Korna sesleri gitmelerin,
Çınlar kulaklarımda.
Ömrüme gelirken uzaklar,
Avuçlarımı yüzüme maske yaparım.
Sanki memleketime doğru koşar,
Aklıma gelmeyen evimize geldi,
Biz kendimizden gizli bakışacak mıydık Dilara?
- Utanıp yumdu gözlerini, gözükmüştü sanki kalbi, -
Gönlüm sancıdı, değdikçe kaderin kaderime Dilara.
Seni bana vermezler, Ey fevkaladenin fevki!
Sevdiğimi kendime bile söyleyemem, heyecanlanırım Dilara.
Kâkülünün aşkı rüzgâr,
Bir kavuşsun nasıl coşar,
Sonbahar hırçın eser,
Sana periliği betimler,
Saçlar uçarken en güzel.
/ Erciyes Dağı ile oturduk karşılıklı,
O öğretti ben dinledim,
Kaç çile küçüktüm. /
Erciyes Dağı dedi ki:
Kendine yokuş olmayasın.
Gitarcı Kız,
Gitarcı Kız,
Bana bir şarkı çalar mısın?
Güftesini, bestesini ben ısmarlayacağım.
En nihavent sesinle seslenir misin?
Dağlar arasına köprü kursun yankılar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!