Kaldım kendi başıma geçmişimle sorgulu
Kurtulmak da yoktur ki kapatmışlar o yolu
Bir susamışlık kalmış dudağımın ucunda
Kül kokuyor dünlerim uçurum kenarında
Bana düşerse bil bir ömür boyu yaş düşer
Yağmur yağmurdur ama su bende sele döner
Gizli bekleyişin son adımları
Ucunda ölmek var çile tadında
Başıysa sona bağlanmış bir düğüm
Bir tür çaresizlik haritasında
Gölgelerin düellosu var bugün
Kimbilir kimlerin havsalasında
Ne yalan söylemeliyim kalbime
Gidişini hangi bahaneyle süslemeliyim
Hasretin odaları doldururken
İçime işleyen gözlerini nasıl sökmeliyim
Efkâr üstüne efkâr,acı üstüne acı
Yanık bir ağıtla ömre veda mı etmeliyim
Daha çok söylenecek sözüm var yâr aşkına
Ne bir şarkının nakaratına takılı kalır da
Birkaç cümleyle özetlerim duygumu
Ne de ruhumu aksettiririm yalansız aynalara
Sen gözlerime yazılan ilk fermansın
Okuyabildiğin zaman yeşilin üzerine kanla yazılan yazıyı
Yılankavi yollarına kırık aynalar döşeli
Hayali gölgedeki su,güneşe özlemli
Adaleti bir çocuk avcu kadar
Kanaat ettiğim üç yudumda içtiğim su
Fazla değildi isteğim
Cebimden almasınlar yeterdi
simsiyah ufuklar bir tül süzgecinde
yarası kapanmamış soğuk bir güneş
sadık ölü nazarı taşıyor gece
yangınları sönmemiş gündüzlere eş
sükut buz dolu maviliğin seyrinde
yorgun koyuluğuna olur tebelleş
Bir mum ışığında mı yanmalıyım
Söyle öyleyse bu kalbin asaleti nerede
Ben yanmayı sende öğrendim,aşk özü gözlerinde
Bilmem bilir misin ama yanmadıysan,yanacaksan
Yanmalısın büyük ateşte...
Küçülse ömrüm dünya gibi gözümde
Bir denizkızı rüyası görmeye başlarım
Güvercinin sağ kanadındaki hayatsa
Sol kanadına acıları ben bırakırım
Anlar içinde zaman,anlar benim içimde
Üşüyorsa denizler buzları ben yakarım
Gökyüzü yine yıldız yakmış bu gece
İçimi aydınlatmaya binlerce yıldız gerek
Buhurdanlığım acıyla yüklü
Serpiştiriyorum herbir yanıma
Ölmek de yanmak da sevmek de bir safta
Yangını söndürmeye yâr nice sözün gerek...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!