Bir eylül akşamı karanfil kokuları içinde uzanmışım.
Pembe bulutlar kalbimi sarıyor,güvercinler uçuyor etrafımda
Bazen çingene bir kızın bedeninde görüyorum kendimi,
Bazen minik bir bebeğin masumiyetine sığınıyorum.
Sonra asil bir madamın zerafetine kapılıyorum...
Şimdi yine eylül akşamı.
Yağmur gözyaşlarım kadar gri,
Bulutlar ise,yok olmuş kalbim gibi
Belli belirsiz bir girdap,
Karanlığın ortasında
Geçmişimi bilmiyorsun
Özgürlüğüm için,
Kendimi bulabilmek için,
Gecelerce düşündüğümü
Geçmişimi bilmiyorsun.
Bu simsiyah gecenin sonsuzluğuna benzetiyorum seni
Mühürlü bir günce gibisin...
Kimse bilmiyor.
Kimbilir içinde neler var...
Akrep kadar yavaş,
Dudaklardaki tatlı bir tebessümdür aşk...
Ellerdeki sıcak bir dokunuştur.
Karşındakini görebilmektir.
Ve arkandakini...
Gözlerdeki tatlı bir bakıştır aşk...
Neden bu kadar zor seni sevmek...
Neden kavuşamıyoruz bir türlü?
Çok mu zor yaşamak beni?
Çok mu zor gözlerime bakmak?
Haydi kapat gözlerini karanlığına
Soğuk bir gecenin sessizliğinde izliyorum dünyayı
Orhan Veli İstanbul'u dinliyor; gözleri kapalı.
Bir kadının suya değiyor ayakları
Behramoğlu,sımsıkı sarılıyor dostuna;
Yaşadıklarından öğrendiği şeylerle.
Özdemir Asaf'ın aşık yalvarmaları inletiyor sokakları,
Gökyüzü ve ay konuştu bu gece
Fısıldadılar kulaklarımıza sessizce:
'Unutmayın' dediler,'bağlanın' dediler
'Dostluğu yaşayın,öğrenin' dediler
'Tadını çıkarın,zevk alın' dediler
'Eğlenin' dediler, 'zamanıyken eğlenin' dediler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!