Her geçen saniye,
Bir asır ekliyor sensizliğe.
Rıhtımda kalan sen,
Uzaklaşan gemideki ben,
Okyanus yapıyoruz denizleri,
Yalnızız kanatırcasına,
Sessiz çığlıklar parçalıyor yüreğimizi.
Dinamitler patlıyor içimizde,
Yanardağlar infilak ediyor,
Depremler oluyor,9 şiddetinde.
Ama,
Gece;
Barba Yanni'den buzuki melodileri yükseliyor,
Fincan Cafe her zamanki gibi misafirlerini ağırlamada.
Çay bahçeleri çok da dolu değil,
Eh,henüz haziran 18.
Ihlamur kokuları sarmış ortalığı,
İstinye'de bir tepe,
Tepe de sevimli bir ev,
Evde bir kahvaltı,
Çay bardağında mor salkım,
Misafirleri küçük Meltem,
Bir nefes alımı,
Bir yaz yağmuru,
Bir saatin vurması,
Bir bakış,
Bir gülümseyiş,
Bir merhaba,bir elveda,
Günlerden Salı,
Tembel bir Ekim sabahı.
Ben aylak,kayıklar aylak,
Banklarda tek-tük insanlar aylak.
Ne güneş çok parlak,
Ne rüzgar esiyor dondurarak.
Ne vakit çiğ düşse yüreğime,
Mor dualar okurum.
Nedensiz çiçekler açar gönlümde,
Tüyden hafif olurum.
şiirleriniz harika !