Aşkım musallada bense saftayım
Ben nasıl ağlamayayım
Şimdi kim tutabilir beni kim
Ağır geliyor sevdasızlık
Alışamıyorum alışkanlık yapmıyor
Ayrılığın dem dem ayak seslerini duyuyorum
İnsanın bir şair sevgilisi olmaya görsün
Ne güzel nameler dökülüverir yüreğinden
Kar beyaz sayfalara
Anlatır seni…….
Keşfedemediğim güzelliğini bulu verirsin aynalarda
Seni yazma kalsam…..
Seni başkalarında görmekten sıkıldım
Bu ne deliliktir iflah olunmaz
Bu ne senli benli sevdadır bu tene oturmaz
Otursa da bedene sığmaz
Sana koşarken çocukluğumu gördüm
İçimi seni bilmeden sana koşan yüreğim ter içindeydi
Gönlüm sultanı gözümün nuru
Ölürsen mezarına gül olurum
Yağan yağmurla yeşerip mezarına gül olurum
Karda soğukta kururumda vazgeçmem
Bir umutla baharımı beklerim
Yeşeririm sende çiseleyen yağmurla
Gömdüm seni Marmara’nın
En derin kuytularına…..
Senden kalan ne varsa yunuslar yar ettim
Bir kendimi yar edemedim
Mavi gözlü Marmara ya
İçinde olduğun kuytulara kendimi sığdıramadım
Toprağım kireçlidir taşlıdır
Tohum tutmaz
Elim nasırlıklıdır gül kokmaz
Siyaset
Beni yere göye sığdıramasa da
Baş üstünde tutmaz
Döküldü yapraklar gibi
Gözümden yaşlar gençliğimden tat alamadım
Seni sevdiğimi sana söyleyemedim
Bir seni sevdim bir sana gönül verdim
Sevgimde nazara geldi tat alamadım
Kar beyaz saçlarım döküldü birer birer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!